Sonra haçları güçlendiren ritüel danslarını yaparsınız. | TED | ومن ثم تقوم بالرقصات الطقوسية التي تزيد قوة الصلبان |
O haçları öldüreceği oğulları için mi dikti? | Open Subtitles | هل تظن ان هؤلاء الصلبان الثلاثة للابناء الذين يعرف انه سيقوم بقتلهم ؟ |
İnsanlar haçları parçalayıp, azizlerin tasvirlerini kırıp , İsa'yı lekeleyip ve şeytansı ayinlerle küfrederken, ve bu şeyleri iyi niyetten yaptıklarını söyleyip diğerlerini ikna etmeye çalıştıklarında, | Open Subtitles | عندما حطم الناس الصليب و كسروا الأيقونات، و دنسوا الصلبان ويكفرون بقول أن الطقوس الشيطانية هي صلاة |
Burnumun bu kadar yakınında gemi dolaştıran bir sürü soysuz asi varken tutmuş bana kırmızı haçları gösteriyorsun. | Open Subtitles | وأنت تبحر علي مقربة من أنفي نوع من المتمردين وتريني الصلبان الحمراء |
Hıristiyan Tanrısına inanıyorlar, haçları var, yanlarında İncil taşıyorlar. | TED | إنهم يعبدون الإله المسيحى , عندهم صلبان ، إنهم يحملون أناجيل . |
Demek, Drakula haçları böyle es geçebiliyor. | Open Subtitles | إذن ، هكذا يتجاوز دراكولا الصلبان |
Tamam, haçları afişle kapatırız. | Open Subtitles | حسنا، نحن التستر على الصلبان مع لافتة. |
- Bu metne göre Du Lac beraberinde gömülen hariç, bütün haçları imha etmiş. | Open Subtitles | طبقاً لهذا, (دولاك) حطّم كل الصلبان ماعدا الذى دُفِن معه |
Sen Nolan denen ve kapılara haçları çizen çocuk değil misin? | Open Subtitles | يا! كنت ذلك الطفل نولان... واحد الذين وضعوا تلك الصلبان على أبوابنا! |
Demek, Drakula haçları böyle es geçebiliyor. | Open Subtitles | إذن، هكذا يتجاوز (دراكولا) الصلبان |
haçları kontrol ettim. | Open Subtitles | تفقدت الصلبان. |
Buradaki ölülerin haçları yok mezar taşları yok, eski ihtişamlarını ifade edecek çelenkleri yok sadece burada yatıyorlar, çürüyen bozulan, paslı yığınlar halinde aç, hunhar eller tarafından içleri dışlarına çıkartılmış. | Open Subtitles | الموتى هنا ليس لديهم صلبان توضع فوق قبورهم لا شواهد، و لا أكاليل للغناء على أمجادهم الماضية، لكنها ترقض هنا متعفنة، متحللة ، أكوام صدئة، |