"haber vermeden" - Translation from Turkish to Arabic

    • دون أن
        
    • دون إخبارك
        
    • دون اتصال
        
    • بدون موعد
        
    • دون إذن
        
    • دون إعلام
        
    • دون إعلامي
        
    • دون سابق إنذار
        
    • بدون إخباري
        
    • بدون سُؤال أَو
        
    • غير معلنة
        
    • بدون إخْباري
        
    • بدون إذن من
        
    • بدون إعلامي
        
    • بدون الإتصال
        
    hiç kimseye haber vermeden görüşmeden... neden gidiyorsun? Open Subtitles دون أن تخبري أي احد دون أن تقابلينني , لماذا تبتعدين ؟
    Dave, sana haber vermeden Miami'ye geldiğimiz için çok özür dileriz. Open Subtitles ديف , نحن أسفون جداً لقدومنا الى ميامي من دون إخبارك
    Eski kocanız size haber vermeden şehirden ayrılmış olamaz mı? Open Subtitles ألا تعتقدين من الممكن أنه انسل وغادر البلد دون اتصال بك ؟
    Evime, önceden haber vermeden gelebilecek kadar kendini önemli sanan bu şahıs da kim. Open Subtitles من يظن نفسه بهذه الأهمية ليأتي إلى منزلي بدون موعد مسبق
    haber vermeden müzik vermek için evine geldiğimde bu seni telaşlandırıyor öyle mi? Open Subtitles إذًا, لو أنني أتيت لمنزلك دون إذن مسبق لأعطيك بعض الموسيقى أمرُ يزعجك؟
    Kral'a haber vermeden mi? Open Subtitles دون إعلام الملك؟
    Hayır sen bekarsın, flörtün bir çağrı cihazı ile ilgili işi için haber vermeden sana geliyor. Open Subtitles والآن أنت أعزب فتقصدني هنا من دون إعلامي لمعرفة المتطلبات القانونية لحجز جهاز نداء
    İyi bir hristiyan ailesine yardım eder.. ...hiç haber vermeden aniden ortaya çıksalar bile. Open Subtitles المسيحيون الحقيقيون يساعدون عوائلهم حتى و لو كانوا يتضورون جوعاً من دون سابق إنذار
    - Al bunu. Yanlış hatırlamıyorsam size bana haber vermeden şehre inmemenizi söylemiştim. Open Subtitles إعتقد أنّي أخبرتكم ألا تذهبوا للبلدة بدون إخباري
    Nasıl bir adam yeni yıl sabahı gideceği yeri haber vermeden ailesini bırakıp gider? Open Subtitles من هو الرجل الذي يترك عاتلته في صباح رأس السنة دون أن ينطق بكلمة عن مكان ذهابه
    Çocuklar? Gece yarısı size haber vermeden oraya gideceği, mantıklı mı? Open Subtitles هل كانت ستذهب إلى هناك فى منتصف الليل دون أن تتصل بكما ؟
    O ikisinin, bize haber vermeden, hala Yaşayanlar Dünyası'nda... olmalarına inanmam, benim için oldukça zor. Open Subtitles من الصعب علي أن أُصَدِق بأنهما قد بقيتا في العالم الحقيقي دون أن تتصلا بنا
    Yani ya kocan kadın kıyafetleri giyiyor ya da kızın sana haber vermeden kıyafetlerini giyiyor. Open Subtitles لذا فإما زوجك يرتدي ملابس حريمي أو أن ابنتك تستعير ملابسك دون إخبارك
    - Ne? haber vermeden gelmemeni söylemiştim. Open Subtitles لقد طلبت منك ألا تحضر عشوائياً من دون اتصال
    Böyle haber vermeden kapıma gelmen hiç uygun bir davranış değil. Open Subtitles ليس من اللائق الذهاب إلى الناس بدون موعد مسبق
    Kimseye haber vermeden Montreal'e bilet almanın bazı çanları çaldıracağını beklemen gerekirdi. Open Subtitles أنّ إبتياع بطاقة سفر إلى (مونتريال) دون إذن جديراً بأن يلفت الإنتباه.
    Bu saatte haber vermeden geldiğimiz için üzgünüz. Open Subtitles آسف ، للقدوم دون إعلام مسبق
    Artık bana haber vermeden kendi başına kararlar vermeye hakkın yok. Open Subtitles لا يمكنك إتخاذ القرارات لوحدك دون إعلامي بعد الآن.
    haber vermeden geldiğim için kusura bakma. Open Subtitles آسفة على قدومي دون سابق إنذار على هذا النحو
    Bana haber vermeden daireme girmene çok şaşırdım doğrusu. Open Subtitles أوه! أنا متفاجئ جداً أنك أقتحمت شقتي بدون إخباري
    haber vermeden oraya bir ziyaret, bize bir şeyler öğretebilir. Open Subtitles رحلة خفيفة ، غير معلنة ، ربما تعلمنا شيء
    Bana haber vermeden kulübeden ayrılma. Open Subtitles لا تُبتعدْ عن الكوخِ بدون إخْباري.
    Bir uzman durumumdan haberdar olup hastane yönetimine haber vermeden beni ameliyat etmiş. Open Subtitles أخصائي سمع بشأن حالتي وقام بالعملية بدون إذن من إدارة المستشفى
    Ama bana bir şekilde haber vermeden hiç bu kadar süre ortadan kaybolmazdı. Open Subtitles ولكنه لم يُطيل الغيبة هكذا بدون إعلامي بطريقة ما
    Tahliye memuruna haber vermeden eyalet dışına çıktım. Open Subtitles أغادرت الولاية بدون الإتصال بضابط مراقبتي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more