Ama Tanrı Kain 'in öldürdüğü Habil'in yerine Havva 'ya bir oğul verdi. | Open Subtitles | ولكن الرب أعطى حواء إبناً آخر عوض هابيل الذى قتله قايين |
Sanırım Kabil yazları çok çalışarak mahsulü topluyordu Habil ise o sırada tarlada oyun oynuyordu. | Open Subtitles | أعتقد أن هابيل اجتهد طيلة الصيف في حصد محاصيله بينما كان قابيل يلعب في الحقل. |
Kış gelince Kabil tüm fındıklara sahipti, Habil'in ise hiç fındığı yoktu. | Open Subtitles | وبحلول الشتاء، حصد هابيل كل البندق فيما لم يحصل قابيل على أي بندق. |
Oysa Habil hiç ölü falan değil. | Open Subtitles | على الرغم من هابيل ليست ميتة على الإطلاق. |
Oysa Habil hiç de ölü falan değil. | Open Subtitles | على الرغم من هابيل ليست ميتة على الإطلاق. |
Kabil Habil'i öldürdükten sonra bir şeytan oldu. | Open Subtitles | حسنا بعد ان قتل قابيل هابيل , اصبح شيطانا |
Habil'i öldürdüğün çene kemiği çünkü o tanrının sevdiğiydi. | Open Subtitles | العظم الذي قتلت به هابيل لانه كان المفضل عند الرب |
Habil'i cennete gönderenin ben olmam koşuluyla. | Open Subtitles | طالما ساكون الشخص الذي يرسل هابيل الى الجنه |
Ama madem Habil'in akıbetini bilmiyordu, o halde yaşayanlara yardım edebilirdi. | Open Subtitles | وإن كان لا يعلم مصير "هابيل"، فمازال بمقدوره إنقاذ حياة آخرين. |
Başlangıçta sadece Kabil, Habil, Adem ve Havva varsa eğer bu fazladan kadın nerden geldi? | Open Subtitles | إذا لم يوجد فى البداية "سوى " قابيل " و " هابيل "و " آدم " و " حواء من أين أتت هذه المرأة الإضافية |
Habil'in anlamı'hayat nefesi'dir. | Open Subtitles | و إسمه هابيل و معناه نسمة الحياة |
Ve Habil sürüsünün ilk doğanlarından ve yağlarından getirdi. | Open Subtitles | و قدم هابيل من ابكار غنمه و من سمانها |
Bir resim Kabil'i firari Habil'i ise kıpkırmızı bir leke yanında ölü olarak gösteriyor." | Open Subtitles | صورة يظهر قابيل شارداً و هابيل ميتاً |
Tanrı, Kabil ve soyunu lanetlediyse Habil'in oğullarına ne bahşetti? | Open Subtitles | لهذا لعن الله (قابيل) وذريتهُ وبماذا سينعم على أبناء (هابيل)؟ |
Habil'in ruhu cennete benimki cehenneme gidecekti. | Open Subtitles | روح هابيل في الجنه مقابل روحي في الجحيم |
Ağabey Kabil, kardeşi Habil'i öldürmeye karar verir. | Open Subtitles | الأخ الأكبر "قابيل"، عزم على الإطاحة بأخيه "هابيل". |
Küçük bir çocuğun doğada kaybolması gibi bu, Habil'in hayatına mal olabilirdi. | Open Subtitles | كطفلٍ يركض في البراري. قد يكتشف "هابيل" أن هذه المغامرة قد تكلفه حياته. |
Habil'in ancak kendi başına bir şansı olduğunu Lukas'a anlattım. | Open Subtitles | أخبرتُ "لوكاس" بأن "هابيل" هنا قد تكون لديه فرصة لإيجاد طريقه. |
Kış, Habil için hayatın sonu olacak diye çok korktum. | Open Subtitles | لقد خشيتُ أن يكون ذاك الشتاء هو الأخير في قصة "هابيل". |
Sanki söylediklerimi Habil de duymuştu. | Open Subtitles | لقد كان كما لو أن "هابيل" أيضاً قد سمع هذه الكلمات. |