Yani çoğu atlet, başarısını kas hafızasına atfetse de, kasların aslında hafızaları yoktur. | TED | لذا، بينما الكثير من الرياضيين والفنانين تعود نجاحاتهم إلى ذاكرة عضلاتهم، فإن العضلات ليست لها ذاكرة في حد ذاتها. |
Ne şirin, genç erkeklerin genelde kısa hafızaları olur. | Open Subtitles | ـ هذا جميل، الشباب عادة لديهم ذاكرة ضعيفة. |
Balinaların hafızaları çok keskindir. | Open Subtitles | هذه الحيتانِ لها ذاكرة عظيمة حتى بعد العديد مِنْ السنواتِ |
Bazı hastaların hafızaları bir günde geliyor, ve bazılarının asla! | Open Subtitles | يوم خلال ذاكرتهم يستعيدون المرضى بعض والبعض ابدا يفعل لا |
Yüklenicilerle temasta bulunan sıradan insanların hafızaları silinir. | Open Subtitles | الناس العاديون الذين كانوا على اتصال مع المتحكمين محي الحادث من ذاكرتهم |
Meleklerin hafızaları yoktur! | Open Subtitles | الملاك ليس له ذاكره |
Çocuklar eve gönderilmeden önce hafızaları siliniyor mu? | Open Subtitles | قبل هؤلاء الأطفال يرسلون للبيت، ذكرياتهم هل يعيد؟ |
hafızaları sakladıkları bina yok edildi. | Open Subtitles | الوسيلة التى خزنوا الذّكريات تحطّمت |
Bu diktatörlerin hafızaları iyi olur hatırlayacaktır göreceksiniz. | Open Subtitles | أحد القادة العسكريين هو نوع من الرجال الذي لديه ذاكرة طويلة و انه سوف يتذكر، صدقوني |
Şahitleri hafızaları tazeyken dinlemek daha faydalı oluyor. | Open Subtitles | الجميع يسألني اليوم لأنه يساعدنا بأن الشاهد لديه ذاكرة حديثة عهد |
Sonra da kaçırılma sonrası hafızaları silinerek bırakılıyorlar. | Open Subtitles | ثم يفرج عنهم مع ذاكرة ممسوحة عن ما جرى قبل الإختطاف |
Kızların hafızaları fillerinki gibidir. Bir kere yalanını yakalasınlar, bitersin. | Open Subtitles | لدى الفتيات ذاكرة كالفيل إذا كُشفت يوماً فإنك هالك، |
Bu gibi liderlerin hafızaları çok sağlam olur. | Open Subtitles | أحد القادة العسكريين هو نوع من الرجال الذي لديه ذاكرة طويلة. |
Şirkete sus payı, hasar bedeli, hafızaları silme yerini değiştirme. | Open Subtitles | -علينا ان ندفع لابقاء الشركه هادئه علينا بدفع ثمن الاضرار ولمحي ذاكرة الغير، ولنقل عائلتك |
Köpeklerin hafızaları çok keskindir, amca. | Open Subtitles | الكلاب لَها ذاكرة حادّة جداً، عمّ |
hafızaları geri gelmeden önce, sakin ve mantıklı kadınlardı. | Open Subtitles | قبل أن يستعيدوا ذاكرتهم كانوا نساء عقلانياتَ وهادئاتَ. |
Çünkü bazı hastalar hafızaları geri geldiğinde travmayı da hatırlayacaklarından korkar. | Open Subtitles | لأن بعض المرضى يخشون أن لو عادت ذاكرتهم سيتذكرون كل معاناة الإصابه , لكن هذا لا يحدث |
Bütün çalışanların her vardiya sonu hafızaları silinir. | Open Subtitles | الطاقم بأكمله تحذف ذاكرتهم عند إنتهاء كل مناوبة |
hafızaları silinmiş olabilir fakat geçmişleri halen duruyor. | Open Subtitles | ذاكرتهم قد تكون ممحوة لكن ماضيهم مازال موجود |
Belki seçici hafızaları vardır. | Open Subtitles | يمكن ان لديهم ذاكره انتقائيه ..... |
Duygusal ve örtülü hafızaları dünyanın güvenilir ve yardımsever olmadığına dairdir, bakıcılara güvenilmiş değildi ve ilişkiler kalbini açmak için yeterince güvenli değildir ve bundan dolayı tepkileri de kendilerini, gerçek samimi ilişkilerden uzak tutma eğiliminde olur. | Open Subtitles | لسوء معاملة كبيرة وهم أطفال أو عانوا من فقدان عاطفي حاد. أحاسيسهم أو ذكرياتهم الدفينة |
hafızaları sakladıkları bina yok edildi. | Open Subtitles | الوسيلة التى خزنوا الذّكريات تحطّمت |