Lundy, Üçlemeci'nin ritüelini yarıda kesmemek için ne kadar ileri gidebileceğini hafife aldı. | Open Subtitles | استهان (لاندي) بالمدى الذي قد يبلغه قاتل الثالوث ليحرص على عدم مقاطعة طقسه |
Lundy, Üçlemeci'nin ritüelini yarıda kesmemek için ne kadar ileri gidebileceğini hafife aldı. | Open Subtitles | استهان (لاندي) بالمدى الذي قد يبلغه قاتل الثالوث ليحرص على عدم مقاطعة طقسه |
Belki de bizi hafife aldı. | Open Subtitles | لكن لعله استهان بنا |
İyi bir askerdi ama Efendi'yi hafife aldı. | Open Subtitles | إنَّهُ جنديٌّ جيّد ولكنَّه قد قلل من شأن السيد |
Satıcı belli ki tahsil edilebilirliğini hafife aldı. | Open Subtitles | البائع بشكل واضح قلل من إمكانية تحصيلها. |
Hepsi beni hafife aldı. Aynı hatayı yapmamanızı öneririm. | Open Subtitles | لقد قللوا من شأني وأقترح بألا تكرري نفس الخطأ |
Ödemeyi yapabileceğini hiç düşünmüyordum. Biliyor musun Jaime, hayatım boyunca erkekler beni hafife aldı. | Open Subtitles | (أترى يا (خايمي كلّ الرجال بحياتي قللوا من شأني. |
Vali Lord Ashe onu hafife aldı ve Charles Town yandı. | Open Subtitles | والحاكم (آش) أيضاً استهان به، و(تشارلز تاون) احترقت |
Bizi hafife aldı. | Open Subtitles | لقد استهان بنا |
Samaritan'ı hafife almış olabiliriz ama Samaritan da makineyi hafife aldı. | Open Subtitles | ربما قللنا من شأن (السامري) لكن (السامري) قلل من شأن الآلة بدوره |