Bir kaşık uzay balı, acıyı hafifletmeye iyi gelir derler. | Open Subtitles | يقولون أن ملعقة من عسل الفضاء تساعد على تخفيف الألم |
Şimdi yatıştı ama kalp basıncını hafifletmeye çalışırken çok rahatsız oldu. | Open Subtitles | أعطي مهدئاً الآن لكنه غضب كثيراً من قبل عندما تكلّمنا عن تخفيف الضغط عن قلبه |
Burada büyük bir diplomatik... - ...krizi hafifletmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | لهذا نحاول تخفيف من أزمة دبلوماسية كبيرة هنا |
Annenin acısını hafifletmeye yardımcı olması için çay yapma gibi bir fikrim var. | Open Subtitles | لديّ فكرة جيّدة حقاً من أجل شاي من المحتملِ أن يُساعد بتخفيف ألم والدتكِ |
Verdiğin zararları biraz da olsa hafifletmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إني أحاول أن أصلح القليل من الضرر التي أنت تسببتَ به. |
Burada büyük bir diplomatik... - ...krizi hafifletmeye çalışıyoruz. | Open Subtitles | لهذا نحاول تخفيف من أزمة دبلوماسية كبيرة هنا |
Oyundan zevk almalarına. Kaybedilen sevilen kişinin acısını hafifletmeye. | Open Subtitles | الاستمتاع بمباراة جيدة تخفيف الألم من خسارة حبيب |
Zaman kapsülü yüzünden duyduğun suçluluğu hafifletmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | إنها لأجل محاولة تخفيف شعورك بالذنب لفتحك "حاوية الزمن" |
Şartları mümkün olduğunca hafifletmeye çalıştım. | Open Subtitles | حاولتُ تخفيف المدة قدر الإمكان.. |
Cezanı hafifletmeye çalışacağım. | Open Subtitles | يمكنني محاولة الحصول لك على تخفيف حكم |
Acını hafifletmeye uğraşıyorum. | Open Subtitles | أحاول فقط تخفيف ألمك |
Acıyı hafifletmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إني أحاول تخفيف المعاناة |
Yükünü hafifletmeye çalışıyor! | Open Subtitles | يحاول تخفيف حمله! |
Yükünü hafifletmeye çalışıyor! | Open Subtitles | يحاول تخفيف حمله! |
Ölüme mahkum edildin. Ama onları kararı hafifletmeye ikna ettim. | Open Subtitles | لقد حكموا عليك بالإعدام ولكني أقنعتهم بتخفيف ذلك |
Çıkar şunu. Verdiğin zararları biraz da olsa hafifletmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | إني أحاول أن أصلح القليل من الضرر التي أنت تسببتَ به. |