"hak etmediğini" - Translation from Turkish to Arabic

    • لا يستحق
        
    • لا تستحق
        
    • لا تستحقين
        
    • لم تستحق
        
    • لا تستحقّ
        
    Belki Tanrı bazılarının görmeyi hak etmediğini düşünüyordur. Open Subtitles ربما يرى القدر أن البعض لا يستحق نعمة البصر
    Onun idamı hak etmediğini jüriye ispatlamak bizim görevimiz. Open Subtitles هذا الفتى لا يستحق الموت, ويجب أن نجعل المحلفين يقتنعون بهذا
    Geçmişin yüzünden mutlu bir aile hak etmediğini mi düşünüyorsun? Open Subtitles اتعتقد بانك لا تستحق اسرة سعيده بسبب ماضيك ذاك ؟
    Bayan diye hitap edilmeyi hak etmediğini düşündüğünüz bir hanım mı var? Open Subtitles هل هناك سيدة صغيرة فى رأيك لا تستحق لقب آنسة ؟
    En iyi arkadaşın birisini hak etmediğini söylese sen de kızgın olmaz mıydın? Open Subtitles ألن تكوني غاضبه إذا قالت صديقتك المفضله أنك لا تستحقين شخصاً ما؟
    Onu asla sevmediğini, aptal biri olduğunu ve kendisini hak etmediğini söyledi. Open Subtitles قال بانه لن يحبها أبدا وأنها كانت غبية وأنها لم تستحق الحب
    İşe yaramaz gibi hissettiğin için. Ve o keki dahi hak etmediğini hissedersin. Open Subtitles لأنّكَ تشعر بأنّكَ حُثالة وتشعرُ بأنّكَ لا تستحقّ كعك مُعلّب.
    Federal şerifler teşkilatı adına burada bulunuyorum çünkü bu mahkeme tarafından affı değerlendirilen Dickie Bennett'in bu affı hiç hak etmediğini düşünüyoruz. Open Subtitles وأنا هنا باسم المكتب كله لأننا نشعر بشعور قوي أنه لا يستحق العذر المعتبر من هذه المحكمة
    Hayatının geri kalanında onu tekerlekli sandalyeye mahkum etti. Ve sen bana onun ölmeyi hak etmediğini mi söylüyorsun? Open Subtitles وضعها في الكرسي المدولب لبقية حياتها و تقول لي أنه لا يستحق الموت ؟
    Böyle bir ölümü hak etmediğini düşündüm. Open Subtitles وقد شعرت أنه لا يستحق أن يكون جزاؤه الموت
    Ve böyle bir pişmanlığı bile hak etmediğini düşünmeden edemiyorum. Open Subtitles ولا أقوى إلّا على التفكير بأنّه لا يستحق هذا النوع من الندم.
    - Sizin affınızı hak etmediğini düşünüyor. Open Subtitles أنّه يشعر بأنه لا يستحق مغفرتكِ لماذا؟
    Özellikle de hak etmediğini düşünüyorlarsa. Benim de başıma geldi. Open Subtitles لا سيما إن كانوا يعتقدون إنك لا تستحق ذلك حدث معي الأمر نفسه
    O parayı hak etmediğini ikimizde biliyoruz ve senin ondan parayı kaçırıyor olman bugün ikinizi öğrendikten sonra en azından yapabileceğin tek şey. Open Subtitles كلانا يعلم انها لا تستحق هذا المال واخذك له منها هو اقل ما يمكنك عمله بعد ما علمته
    İyi birine benziyordu. Onun bunu hak etmediğini biliyorum. Open Subtitles إنها تبدو لطيفة للغاية، وأعلم أنها لا تستحق هذا
    Kendinden nefret ediyorsan yaşamayı hak etmediğini düşünüyorsan bu senin sorunun. Open Subtitles إذا وصل الأمر لكراهية نفسك إذاً قررت أنك لا تستحق العيش فهذه مشكلتك
    Hakkında olumsuz düşünmüyordum ama dergi müsvetten, bunu hak etmediğini gösterdi. Open Subtitles لقد صدقتكِ ولكن صحيفتك التافهه أوضحت بأنكِ لا تستحقين ذلك
    Eğer böyle bir karmaşan varsa yemek yemeyi hak etmediğini düşünüyor olabilirsin. Open Subtitles إن كنت تعانين هذا النوع من الاضطراب فربما قد تشعرين بأنك لا تستحقين أن تأكلي.
    Sadece şerefsizlerden uzak kalamıyor olman daha iyisini hak etmediğini göstermez. Open Subtitles انظري، فقط لأنك لا تستطيعين تفادى الأشخاص السيئون هذا لا يعنى انك لا تستحقين الأفضل
    Bunları hak etmediğini kaç defa göstersen de umrunda değil. Open Subtitles رغم عدد المرات، التي لم تستحق فيها الرؤيته حتّى
    Sana gelince tam bir adamken bile, sana gösterdiğimiz ilginin yarısını hak etmediğini, biliyorum. Open Subtitles أما بالنسبة لك... أعرفك كفاية كي أعلم أنّك حتى كاملاً لم تستحق نصف الإهتمام الذي منحناك إياه
    Mutlu olmayı hak etmediğini düşündüğünü biliyorum ama yanılıyorsun. Open Subtitles أعلم أنّك تحسب نفسك لا تستحقّ السعادة، لكنّك مخطئ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more