Ormanda saklanan bir yaratık hakkında konuştuklarını duymuş. Ona kan verdiklerini. | Open Subtitles | إنه سمعهم يتحدثون عن مخلوق يقيم في الغابة، إنهم يمدونه بالدم. |
İnsanlar sadece küçük çocukların önceki hayatları hakkında konuştuklarını söylerler. | Open Subtitles | فقط الأطفال من يمكنهم تذكر ذلك يُقال بأن الناس يتحدثون عن حياتهم السابقة |
Bakın, başka bir iş hakkında konuştuklarını duyduk. | Open Subtitles | انظروا ، لقد سمعناهم يتحدثون عن تنفيذ مُهمة أخرى |
Kulenin içinde geçmiş hikayeleri de aynı sesten kolaj ile anlatıyoruz, bu sayede insanların bire bir uçakların binalara çarpışı yada merdivenlerden kaçışları hakkında konuştuklarını duyabiliyorsunuz. | TED | ثم نروي قصص الأفراد الذين كانوا وسط البرجين من خلال تزامن نفس الصوت، لذلك تستمع إلى أشخاصٍ يتحدثون عن مشهد الطائرات وهي تتجه نحو المبنى، أو وهي متجه أسفل السلالم. |
Bir çok müşterinin, yakınlarının ölüme yakın olma deneyimleri hakkında konuştuklarını duydum-- nasıl karanlık bir tünelde uyanıp... ışığa doğru gittiklerini. | Open Subtitles | في الحقيقة، لقد سمعت الكثير من الزبائن يتحدثون عن حالات قريبة من الموت للناس الذين يحبونهم، كيف يستيقظون يتكلمون عن وجودهم في كهف مظلم |
- Beverly hakkında konuştuklarını duydum. | Open Subtitles | - لقد سمعتهم يتحدثون عن بيرفلي - هناك انهيار في القسم الرابع |
Yeni bir asker tasarlamak için eğitim programı hakkında konuştuklarını duymuş olmalısın... | Open Subtitles | ستستمع الى هولأك الشباب يتحدثون عن برامج التدريب تلك... مع جندي من نوع جديد |
Sonra bu sabah, beni gerçekten öldürmek hakkında konuştuklarını duydum. | Open Subtitles | ، وفى هذا الصباح سمعتهم يتحدثون عن قتلى |
-Onların Naberius hakkında konuştuklarını duydum. | Open Subtitles | - لقد سمعتهم يتحدثون عن نبرايس. |
Ve bıçak hakkında konuştuklarını duydum. | Open Subtitles | وسمعتهم يتحدثون عن سكين |
Alex hakkında konuştuklarını duydum. | Open Subtitles | سمعتهم يتحدثون عن أليكس. |