Yıllardır gösterdiği bağlılıkla bunu hakkettiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | يعتقد أنه يستحقه لأجل سنوات عمله من الولاء. |
Evet, belki de sonunda hakkettiğini buldu. | Open Subtitles | نعم، حسناً، ربما لأنه في نهاية المطاف حصل على ما يستحقه |
Joey kalın kafalı şerefsizin teki ve bugün hakkettiğini buldu. | Open Subtitles | هذا الغبي القذر تلقى ما يستحقه اليوم |
Ölmeyi hakkettiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | لقد شعر بأنه إستحق الموت |
Yani bu şekilde dövülmeyi hakkettiğini mi söylüyorsun? | Open Subtitles | إذن, هل إستحق ذلك؟ |
Sonra sen de ona hakkettiğini düşündüğün şeyi verdin. | Open Subtitles | إذاً أنت أعطيته الذى كان يظن أنه يستحقه |