"haklı çıkarmaya" - Translation from Turkish to Arabic

• تبرير
• لا أبرر
• تبرر

Kendimi haklı çıkarmaya çalışarak vaktini almayacağım Tommy.
انا لن اضيع وقتك لمحاوله تبرير موقفي يا تومي

Ama, buna cevap vermek yerine insanlar, sürekli maliyet ve elde edilen ekonomik faydaları haklı çıkarmaya çalışıyor.
ولكن بدلا من الرد، أينما نظرت، وجدت الناس تبرير باستمرار التكلفة قبل الفوائد الاقتصادية الناتجة.

Ben bir şeyi haklı çıkarmaya çalışmıyorum. Gördüğümü söylüyorum.
انا لا احاول تبرير أي شيء اخبرك ما شاهدته

Yaptığı şeyi haklı çıkarmaya çalışmıyorum.
لا أبرر ما فعله

- Kendimi haklı çıkarmaya çalışmıyorum.
لكني لا أبرر الأمر! -لست أحاول تبريره !

Neler kaybettiğimi anlasaydın kendini haklı çıkarmaya cüret etmezdin.
لا تجرؤ أن تحاول أن تبرر لنفسك لو عرفت ما خسرته

Yaptıklarımı haklı çıkarmaya çalışmayacağım.
سأحاول تبرر فعلتي

Ve koruyucu ailelerle büyütülürken doğruyu ve yanlışın farkını öğretecek kimsenin olmadığını ya da kaçıp sokaklarda yaşadığımı hamile kalana kadar sadece çaldığım şeyleri yediğimi ve arabamda uyuduğumu sana anlatırken kendimi haklı çıkarmaya çalışmayacağım.
ولن أحاول تبرير فعلتي بإخبارك أني تربيت بنظام تبني بدون أن يعلمني أحد الفرق بين الصواب والخطأ أو أني هربت

Yani üniversiteye gitmiş herkes gibi haklı çıkarmaya çalışmak. -Peki ya alkol?
كأي شخص يذهب إلى الجامعة - "تبرير من تعاطي العقاقير" -

Seni pislik! Sakın yaptığını haklı çıkarmaya çalışma!
أيها الحقير، لا تجرؤ على محاولة تبرير ما تفعل!

Yaptığını haklı çıkarmaya çalışma.
توقف فقط عن محاولة تبرير ما فعلته

Yaptıklarını haklı çıkarmaya çalışıyorsun.
تأمّلي نفسكِ كيف تحاولين تبرير كلّ شيء

Kendini haklı çıkarmaya çalışma.
إيّاكِ أن تجرؤي على تبرير غضبكِ معي

Bunu bana haklı çıkarmaya mı çalışıyorsun?
هل تُحاول تبرير ذلك الأمر لي ؟

Onun yalanını haklı çıkarmaya mı çalışıyorsun?
هل تحاول تبرير خداعه؟

Haydi McCluskey, kiralamayı haklı çıkarmaya çalışıyorsun?
هيا يا (ماكليسكي)، هل تحاوليين تبرير سبب توظيفهما؟

Kendi zayıflığını haklı çıkarmaya çalışıyorsun.
أنت تحاول أن تبرر ضعفك؟