Bir sabah patronuna gitmiş ve "Çin'deki insan hakları ihlalleri ile ilgili bir şeyler yapalım." | TED | ذهب إلى مديره في العمل ذات صباح وقال له: "فالنفعل شيئاً حيال انتهاكات حقوق الإنسان في الصين." |
demiş. Ve patronu cevaplamış: "Çin'deki insan hakları ihlalleri ile ilgili bir şeyler yapamayız." Çünkü Çin ile ticaret ilişkimiz var. | TED | فأجاب مديره: "لا نستطيع فعل أي شيئ حيال انتهاكات حقوق الإنسان في الصين لأن لنا علاقات تجارية مع الصين." |
[Bana evde işkence ediyor ve dışarı çıkmama izin vermiyor.] Gerçek şu ki, asıl gerçek, hiç bir TED konuşmasında bahsedilmeyen gerçek, insan hakları ihlalleri ile savaşmak çok zor. | TED | [ لقد عذبوني في البيت ولم يسمحوا لي بالخروج] الحقيقة هي الحقيقة الحقيقية، وهي التي لا يكفيها أي محادثة في TED أن القتال من أجل انتهاكات حقوق الإنسان صعب. |