Haksız değil. | Open Subtitles | إنها ليست مخطئة |
Haksız değil. | Open Subtitles | إنها ليست مخطئة. |
Duygusal olarak şu anda içinde bulunduğunuz duruma sagıma rağmen, efendim, Bay Weeks Haksız değil. | Open Subtitles | مع فائق احترامنا لما تمر به عاطفياً سيدي, إن السيد ويكس ليس مخطئاً |
Kocam Haksız değil. | Open Subtitles | زوجي ليس مخطئاً كما تعلم |
Haksız değil. | Open Subtitles | لديها وجهة نظر. |
Adam Haksız değil. | Open Subtitles | الرجل ليس مخطئ |
Haksız değil. Erzaklar neredeyse tükendi. Yakında tekrar kıtlığa düşeceğiz. | Open Subtitles | إنه مُحق في هذا، تكاد تنفذ المخزونات وقريبًا سيُهاجمنا الجوع مع كل خطوة نسيرها |
Mantıklı davranmalısın. Davis Haksız değil. | Open Subtitles | يجب أن تكوني عملية الآن (ديفيس) ليست مخطئة |
- Kennedy! - Hayır. Haksız değil. | Open Subtitles | (كينيدي) لا , إنها ليست مخطئة |
Haksız değil, Annalise. | Open Subtitles | (ليست مخطئة (اناليس |
Bu konuda Haksız değil. | Open Subtitles | ليس مخطئاً بهذا الشأن |
Sevmeyebilirim ama Haksız değil. | Open Subtitles | قد لا يعجبني لكنه... ليس مخطئاً. |
- Milan'dan kurtulma konusunda o kadar da Haksız değil. | Open Subtitles | ليس مخطئاً بشأن الابتعاد عن (ميلان) |
Neal, Ajan Haksız değil. - Haklı olduğumu söylesen olmaz, değil mi? | Open Subtitles | نيل) ، ذو البدلة ليس مخطئاً) |
Haksız değil. | Open Subtitles | لديها وجهة نظر. |
Ama Haksız değil. | Open Subtitles | لكنه ليس مخطئ |
Haksız değil. Erzaklar neredeyse tükendi. Yakında tekrar kıtlığa düşeceğiz. | Open Subtitles | إنه مُحق في هذا، تكاد تنفذ المخزونات وقريبًا سيُهاجمنا الجوع مع كل خطوة نسيرها |