"haksız yere" - Translation from Turkish to Arabic

    • ظلماً
        
    • ظلما
        
    • بشكل غير عادل
        
    • ظالمة
        
    • طريق الخطأ
        
    • زورا
        
    • زوراً
        
    • بشكل ظالم
        
    • بظلم
        
    Başsavcı, haksız yere hapse atılan bir adam konusunda yeterince sıkıntılı zaten. Open Subtitles النائب العام لديه ما يكفي للقلق بشأن قتل رجل مسجون ظلماً
    Efendim, aynı zamanda bu kadın da haksız yere suçlandığını söylüyor. Open Subtitles سيدي، هذه المرأة أيضاً تقول بأنها اتهمت ظلماً
    Önemli davadan haksız yere mi alındınız, yoksa hak etmiş miydiniz? Open Subtitles هل تم تسريحك من القضية ظلماً أم أنك استحققت ذلك؟
    Kaçışından 10 ay sonra haksız yere cinayetten hüküm giyen Richard Kimble Missiouri Hills'de yerel bir benzin ve yemek şirketinin aracını sürüyor. Open Subtitles الآن، 10 شهور بعد هروبه ريتشارد كيمبل أتهامه بجريمة القتل ظلما أوصله إلى تلال ميسسوري كعامل
    Önemli davadan haksız yere mi alındınız, yoksa hak etmiş miydiniz? Open Subtitles هل طردت بشكل غير عادل من القضية الكبيرة أو او طردت منها
    Eğer yalan söylüyorsam ya da başkasını haksız yere suçluyorsam, o zaman hacca gitmemin ne anlamı var ki? Open Subtitles إذا كنتُ أكذب أو أتهم أي أحدُ ظلماً ما نفع أداء فريضة حجتي إذاً؟
    Bir adam arabasında haksız yere rahatsız edilmeden oturabilmelidir. Open Subtitles المواطن له الحق في الجلوس في سيارته في شارع عام دون أن يُضايق ظلماً
    Evet onları düşündüm. Ayrıca haksız yere hüküm giymiş insanları idam kuyruğundan kurtardığını da okudum. Yaptığı hayır işleri de var. Open Subtitles أجل، قرأتُ عنهم، كما قرأتُ عن المدانين ظلماً الذين أنقذتهم من الإعدام
    Başsavcı, haksız yere hapse atılan bir adam konusunda yeterince sıkıntılı zaten. Open Subtitles النائب العام لديه ما يكفي للقلق بشأن قتل رجل مسجون ظلماً
    Hakim önüne çıkartılmadan haksız yere hüküm giyince ve ailen yok edilince, hem de bunları dost bildiğin insan yapınca, bu söyledikleriniz pek teselli olmuyor. Open Subtitles هذا عزاء قليل إذا تمت إدانتك ظلماً و الحكم عليك دون سؤالك ستدمر عائلتك , وكل هذا مرتبط بكلمة صديقك
    Umarım Tanrı o yıldırımlarıyla iyi bir nişancıdır yoksa birimiz haksız yere vurulacak. Open Subtitles حسناً, آمل أن الرب يضرب جيداً مع تلك صواعق أو أن واحد منا سيضرب ظلماً
    Çocuk olarak, hiç işlemediğim bir suçtan dolayı haksız yere hüküm giydim. Open Subtitles عندما كنت طفلة ، اتهمتُ ظلماً بجريمة لم أفعلها
    O adam olmasaydı haksız yere ölmüş olacaktım. Open Subtitles ولولا ذلك الشخص كنت على الارجح عانيت ظلماً
    Aslına bakarsanız birkaç suçtan haksız yere suçlandığına inanıyoruz. Open Subtitles في الواقع نعتقد بأنه أتهم ظلماً بعدة جرائم
    Suç ortaklığından haksız yere yargılandığınızı düşündünüz mü? Open Subtitles هل تشعرين أنك اتهمتى ظلما بمشاركتك فى الجريمة؟
    haksız yere memleketlerinden sürülen ve dinsel inançları nedeniyle kendilerine savaş açılanlara kendilerini savunmak için savaşa izin verilmiştir. Open Subtitles الذين أخرجوا من بيوتهم ظلما وعدوانا وتعرضوا للإعتداء بسبب معتقداتهم نقر ونسمح لهم بالحرب دفاعا عن النفس
    Kendisine haksız yere iftira atıldığını öğrenirse kıyametler kopar fakat kirpiklerimi yolması pahasına söyleyeceğim. Open Subtitles سيكون الثمن باهظ إن وجدت أنه تم الإفتراء عليها بشكل غير عادل لكن على ثمن نتف رموشي سأخبركم
    haksız yere öldüler ama kimse onlarla ilgilenmedi. Open Subtitles لقد كانت وفاتهم ظالمة ولم يهتم أحد لذلك
    Biliyorsun haksız yere yargılanıp, Open Subtitles تعلمُ أنّني أخاف من أنّ إدانتي عن طريق الخطأ..
    Ailemizin gözünde beni küçük düşürdüğü ve, beni haksız yere suçlayarak hayatımı mahvettiği için evet, kardeşim ölmeyi hak ediyor! Open Subtitles لقد جعلتنى سئ فى نظر والدينا لقد اتهمتنى زورا ، وتسببت فى تدمير حياتى ..نعم ، فاخى يستحق ان يموت
    Kadın kendine geldiğinde, haksız yere suçlandığına dair yeminler etti ama adam inanmadı. Open Subtitles لقد كذبت عليه , عندما جاءت له , اقسمت انها اتهمت زوراً بتلك الجرائم , لكنه لم يصدقها
    haksız yere yaftalanmanın ne olduğunu bilirim. Open Subtitles انا تماما اعرف كيف هو شعور ان تصنف بشكل ظالم
    "Hollywood'da yüzlerce insan karalisteye alınmış Amerika'da daha bir çoğu, haksız yere hedef alınmıştı." Open Subtitles المئات تم وضعهم في القائمة السوداء في هوليوود والآلآف عُوملوا بظلم في أرجاء أمريكا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more