halıyla aynı uzunlukta bir masada otuyorduk liman müdürü oradaydı ben ve arkadaşlarım da burada. | TED | كان هناك طاولة بطول هذه السجادة وكان موظف الميناء هنا وكنت أنا هنا، ثم رجالي هنا |
Henüz değil ama yerdeki halıyla elimizdeki birbirini tutabilir. | Open Subtitles | ليس بعد،لكن ربما يكون هنالك تطابق لألياف السجادة الصفراء |
Bu halıyla ilgili çok yaygara kopardınız, bayan. | Open Subtitles | هذا ضجيج اكثر من اللازم حول سجادة يا سيدة |
Kör olabilirim ama ucuz bir halıyla bir ceset arasındaki farkı biliyorum. | Open Subtitles | ربما أنا أعمى، ولكنى أعرف الاختلاف بين سجادة رخيصة وجسد ميت |
Sihirli halıyla uçarken, o benim yardımcı pilotum. | Open Subtitles | كيف الحال أنه القبطان فوق هذا البساط الطائر |
Fakat Sultan Prenses'i arayıp bulmuş ve sihirli bir ipek halıyla onunla kaçması için yalvarmış. | Open Subtitles | ولكن السلطان جاء للبحث عن الأميرة وتوسل إليها بأن تطير معه علي بساط سحري من الحرير |
Eğer evinizi halıyla kaplarsanız, gömülü enerji tüm evin enerjisinin yaklaşık onda biridir, daha düşük enerjili beton ya da ahşap kullanmadığınız sürece. | TED | فإن وضعت سجاد في المنزل فإنه يمثل عشرة بالمائة من طاقة المنزل المجسدة ولكن البيتون او الخشب خيار بديل لطاقة مجسدة اقل |
Ellerini havaya kaldırır, "babacığım, sihirli halıyla uçalım" derdi. | Open Subtitles | وتلوّح بيدها في الهواء وتقول ، أبي أبي خذني في رحلة بالبساط السحري |
Sorun olan kısım kulüp 1000 m² ve tüm zemini halıyla kapatmak. | Open Subtitles | وما نحتاج إلى القيام به غطاء زي كامل للـ صالة مع زي السجاد. |
Babamın ofisindeki yangını halıyla söndürdüğümüz zamanı hatırlar mısın? | Open Subtitles | هل تتذكر هذا الوقت عندما جلسنا علس السجادة في مكتب ابي . اما النار ؟ |
"halıyla perdeler uyumlu mu?" diye bir ifade duydun mu hiç? | Open Subtitles | هل سبق أن سمعتِ هذا التعبير "هل السجادة متناسقة مع الستارة؟" |
Evet, herhangi bir şeyi kaybetmek istemem bu halıyla tuzağa düşürülmüş olabilir. | Open Subtitles | أجل، لا أُريد ان أخسر أيّة بصماتِ. ربما يكون الأمر مُنحصرًا في هذه السجادة. |
halıyla ilgili konuşmamızı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتتذكرين حديثنا بشأن السجادة ؟ |
Toz parçaları halıyla aynı renkse görünmez. | Open Subtitles | ليس إن كانت الآثار من نفس لون السجادة |
Bir kokarca poposundan yapılmış halıyla. | Open Subtitles | سجادة جدار مصنوعة من مؤخرة ظربان. |
halıyla yiyişiyormuşum gibi oluyor. | Open Subtitles | الأمر كمن يقبّل سجادة |
Uçan halıyla mı? | Open Subtitles | بواسطة سجادة سحرية ؟ |
Demek şimdi sihirli halıyla gitmek istiyorsun he? | Open Subtitles | الآن تريد أن تذهب في نزهة على البساط السحري ؟ |
HEB beni kırmızı halıyla karşılamadı ama ölü polisleri bile önemli değilken kocaları neden önemli olsun ki? | Open Subtitles | لم تمد الوحدة البساط الأحمر لي لكن بما أن رجال الشرطة الميتين غير مهمين فلماذا قد يهم أزواجهم؟ |
Bana sorarsan oradan sadece sihirli halıyla girebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تذهب على بساط سحري كل مايهمني ان تصل. |
Bana sorarsan oradan sadece sihirli halıyla girebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك ان تذهب على بساط سحري كل مايهمني ان تصل. |
Ve 39. 99'a üç odaya kadarını, yarı zamanda halıyla kaplıyoruz. | Open Subtitles | و بمبلغ 39.99 سننظف سجاد ثلاث غرف في نصف المدة |
Buraya nasıl geldin? Uçan halıyla? | Open Subtitles | كيف وصلت بالبساط السحري ؟ |
O gece hemen kötü sonuçla uğraşıyor, ertesi gün su tesisatçıları geliyor, ondan soraki gün, temizlik ekibi mahvolmuş halıyla uğraşıyor. | TED | لذلك، تعاملت على الفور مع الحدث تلك الليلة وفي اليوم التالي حضر السبّاكون وفي اليوم اللاحق، قام طاقم متخصص بتنظيف السجاد المدمر. |
Bilmem. Başı daha öncekiyle aynı. Bu kat halıyla döşenmemiş. | Open Subtitles | لا أعرف، تبدأ كالسابق تماماً هذه الأرضية غير مفروشة |