Bak. Bırak motoru Chien halletsin. Ona iyi bakar. | Open Subtitles | إنظر.لقد قلت لك.دع تشين يتولى أمر المحرك إنه سوف يبقيه على الشكل المطلوب.إنه يعرفه من الداخل و الخارج |
Bırak baban halletsin. Haydi, lütfen. | Open Subtitles | فقط دعي والدكِ يتولى أمر هذا، بربك رجاءً.. |
911'i aradım. Polisler halletsin! | Open Subtitles | اتصلت بالشرطة للتو دعهم يتولون أمره |
Sen işini yaptın. Tutukladın onu. Bırak gerisini mahkeme halletsin. | Open Subtitles | لقد قمتِ بواجبك، اعتقلتيه فدعي المحكمة تتولى الأمر من هنا |
Bırakalım bunu kendi bildiği yoldan halletsin. | Open Subtitles | دعوه يتعامل مع هذا الوضع بالوقت الذي يراه مناسباً و بالطريقة التي يجدها مناسبة |
Bırakalım onlar halletsin tabi bu gerizekalılar bizi ispiyonlamazsa? | Open Subtitles | وندعهم يتولون الأمر إلا إذا هذان الأحمقان سينممان عنا |
-Evet, senin peşine de düştüler. Bak. Bırak bunu Klaus ve Elijah halletsin. | Open Subtitles | أجل، وحاولوا قتلك أيضًا، دعي (كلاوس) و(إيلايجا) يتدبرا الأمر. |
Hayır! Hayır! Baban halletsin! | Open Subtitles | دعي والدك يتولى الأمر أنت لن ترين هذا الرجل ثانية |
Yapma bunu. Bırak o halletsin. | Open Subtitles | لا تفعل هذا, ودعه يتولى الموضوع. |
Bırak, başkası halletsin. | Open Subtitles | دع شخصاً آخر يتولى هذه المشكلة |
Clark, bırak şerif halletsin lütfen. | Open Subtitles | كلارك دع المأمور يتولى الأمر |
Bu işi Kan Çoy halletsin. | Open Subtitles | دع كان تشوي يتولى الأمر |
Bir av peşindeyse bırakın kendi başına halletsin, hiç bulaşmayın. | Open Subtitles | ، إن كان يعمل دعه يتولى الأمور وارحل . . (إيلين) |
911'i aradım. Polisler halletsin! | Open Subtitles | اتصلت بالشرطة للتو دعهم يتولون أمره |
- Robert, bırak onlar halletsin. - Telefonunuzu kullanmam lazım. | Open Subtitles | (روبرت) دعهم يتولون أمره - أحتاج الى استعمال هاتفك - |
Özel birim halletsin. | Open Subtitles | اسمح للوحدة الخاصّة أن تتولى الأمر. |
- O halde bırak da ailesi halletsin. | Open Subtitles | فلندع عائلتها تتولى الأمر |
Ben S1. Bırakalım bundan sonrasını olay yeri inceleme halletsin. | Open Subtitles | هذا" أس1"، دع "بيف" يتعامل مع الأمر. |
Reagan yardımsever vatandaş'ın işlemlerini halletsin, sen de soygun davasına geri dön. | Open Subtitles | ريجان) يتعامل مع السامري) وانتِ تعودي إلى موضوع السرقة |
Beach Polis Departmanı'na ihbar edin. Bırakın da onlar halletsin. | Open Subtitles | أبلغ بذلك لقسم الشرطة . و دعهم يتولون الأمر |
Şimdi giderseniz gerisini bırakın avukatlarınız halletsin. | Open Subtitles | اذهبن ودعا محمايكن يتولون الأمر |
-Evet, senin peşine de düştüler. Bak. Bırak bunu Klaus ve Elijah halletsin. | Open Subtitles | أجل، وحاولوا قتلك أيضًا، دعي (كلاوس) و(إيلايجا) يتدبرا الأمر. |