Devasa hamamböceği saldırmadan önceki o sesi kim unutabilir ki? | Open Subtitles | من يستطيع أن ينسى ذلك الصوت قبل هجوم الصرصور العملاق |
Benjer Cockroach(hamamböceği) ve kırmızı gözlü başbelaları ele geçirene kadar. | Open Subtitles | إلى أن اصبح بنجر اللوطى مسئولا عنهم بعينيه الحمراء مثل الصرصور |
Temel olarak yarı karınca özelliği taşıyan bir hamamböceği ve yemeğini özenle seçen beyaz karınca DNA'sına sahip. | Open Subtitles | بالظبط صرصور ببعض الدى إن دى لنمله ونمل أبيض خلط مع خلطه وصفه طبيه |
Pantolonlarında gözleri ve hamamböceği kabukları olması akla daha yatkın. | Open Subtitles | هذا منطقي أكثر مما لو كان لديهم عيون ذباب وهيكل صرصور |
Kim bir reality show da hamamböceği yemişse onu bir izle. | Open Subtitles | أنظري لأي برنامج مسابقات واقعي الذين يتناولون الصراصير على شاشات التلفزيون |
On hamamböceği bir pulla bir sene yaşayabilirmiş. | Open Subtitles | عشرة صراصير يمكنهم أن يعيشوا عاماً بثمن طابع بريد. |
400 hamamböceği moteline ihtiyacınız olduğunu görecek kadar. | Open Subtitles | لمدة طويلة بما فيه الكفاية نحتاج إلى 400 صرصار فندق في هذا المكان |
Hadi, Lily, hamamböceği olmasının tek açıklaması öldürülmüş bir farenin derisini taşımasıdır. | Open Subtitles | ليلي .. الطريقة الوحيد التي يمكن ان يكون فيها صرصار هي ان يكون هذا الصرصار يلبس جلد فأر قد قتله |
Aynı lanet bisküvide, aynı lanet hamamböceği. | Open Subtitles | الصرصور الميت ذاته في الكعكة اللعينة ذاتها |
Demek istediğim, hamamböceği, New York'un resmi olmayan maskotu değil mi? | Open Subtitles | أليس الصرصور هو التعويذة الغير رسمية لـ " نيويورك " ؟ |
Aradığımız cevap, bu hamamböceği broşunun kime ait olduğunu bilmek. | Open Subtitles | لإجابة ذلك علينا معرفة لمن مشبك الصرصور هذا |
Küçücük yarığına saklanan bir hamamböceği olsan bile. | Open Subtitles | حتى لو زحفت بعيداً مثل الصرصور في أصغر شق |
Birkaç yıl önce senin gibi bir hamamböceği yine böyle ortalıkta gezniyordu. | Open Subtitles | منذ بضع سنوات صرصور مثلك تقدم ليصبح الزعيم |
Ben de ne zaman bir hamamböceği ya da örümcek filan görsem, yakalayıp kapısına bırakıyorum. | Open Subtitles | لذا كل مرةٍ أشاهد فيها صرصور أو عنكبوت ، أو أيًّ كان أحاول الإحتفاظ فيها ، و أتركها أمام بابه |
mutfağa gizlice girmek zorunda kalmıştım ve kendi önlüğümü giyecek kadar büyük bir hamamböceği görmüştüm. | Open Subtitles | لقد تسللت لهذا المطبخ و رأيت صرصور كبير كفاية ليرتدي مَريله |
Gecenin yarısını hamamböceği avlamakla geçirirsiniz. | Open Subtitles | سيكون عليك تمضية نصف ليلتك و انت تقتل الصراصير |
Sanırım benim hamamböceği örneğimin mesajını anlamadın. | Open Subtitles | أندي أظنك لم تفهم قصدي من موضوع الصراصير. |
Gecenin yarısını hamamböceği avlamakla geçirirsin. | Open Subtitles | سيكون عليك تمضية نصف ليلتك و أنت تقتل الصراصير |
Şimdi de hamamböceği yemen gerekiyor. | Open Subtitles | سيتعين عليك أن تأكل صراصير المرة القادمة أتعلم؟ |
Başıboş hamamböceği sürüleri gibi insanların artıkları ile yaşamayı bırakmak için. | Open Subtitles | لينتهي عيشنا عولاً على فضلات البشر، مثل صراصير متشردة. |
Yediğiniz yemeklere dikkat edin benimkinde işte bu büyüklükte hamamböceği vardı. | Open Subtitles | من الأفضل أن تحذروا من هذا الطعام اللعين لأنه كان يوجد صرصار في طعامي , كان بهذا الحجم |
Belki bir hamamböceği görmek daha kolay ağlatır beni. | Open Subtitles | ربما رؤية الصرصار تجعلني أبكي بسهولة أكثر. |
hamamböceği gibiler. Durdurulamazlar. Onlara ateş edeceğim. | Open Subtitles | إنهم كالصراصير لا يمكن إيقافهم سوف أطردهم. |
Sanırım hamamböceği olsaydım, muhtemelen ipucunu alırdım. | Open Subtitles | أظنني إن كنت صرصوراً لفهمت الإشارة |
Bir keresinde, nihayet Froasted Flakes kutusunu geri aldığında kutu hamamböceği kaynıyormuş. | TED | وفي مرة، حينما حصل على أول علبة رقائق محمصة له، كانت تعج بالصراصير. |
Böcek ve hamamböceği. | Open Subtitles | الذباب والصراصير |