Bu durum kontolü bize veriyor, böylece seks, hamilelikten bağımsız hâle geliyor. | TED | ما تفعله هي أنها تعطينا قدرة التحكم فتصبح ممارسة الجنس منفصلة عن التلقيح و الحمل |
hamilelikten sonraya kadar paramı saklasam iyi olur. | Open Subtitles | أُفضِّل الإحتفاظ بمالي حتى نهاية فترة الحمل. |
Bir sene süren hamilelikten sonra dişiler doğum yapmak ve yeni doğan yavrularını emzirmek için buraya gelirler. | Open Subtitles | فبعد الحمل الذي يدوم عام كامل تأتي الإناث هنا للولادة وإرضاع الصغار حديثة الولادة |
Bu hamilelikten haberi olacak kişileri düşünüyorum da Rachel asla bunlardan biri olmamalı. | Open Subtitles | في قائمة الناس الذين يجب ان يعرفوا عن هذا الحمل اعتقد ان رايتشل ليست فيها |
Sağlık dersinde hamilelikten sonra genelde çocuk geldiğini söylüyorlar. | Open Subtitles | لا اننا تحدثنا فى الصف عن الحمل وكيف ترعى طفلا |
- Biz buraya hamilelikten konuşmaya geldik ve sonunda bundan başka her şey hakkında konuşuyoruz. | Open Subtitles | جئنا هنا للحديث عن الحمل و انتهينا بالحديث عن كل هذه الأشياء |
hamilelikten korkutan videodaki kötü adam olma. | Open Subtitles | لا تكن الفتى الشرير في شريط الحمل المخيف |
...hamilelikten kaçmanın en güzel yolu ...ama o sayılmaz | Open Subtitles | كانت افضل طريقة لتجنب الحمل لكن ذلك لا يحتسب |
"İyi bari en azından birisi hamilelikten güzel bir şey çıkarabilmiş." | Open Subtitles | الشخص السعيد يحصل على شيئاً مفيداً بعيداً عن هذا الحمل |
Çünkü banyodayken birinin hamilelikten bahsettiğini duydum. | Open Subtitles | لأنني أعلم أنني سمعت أحدهم يتحدث عن الحمل في الحمام |
Herkes senin hamilelikten dolayı huysuz olduğunu söylüyor, fakat yanılıyorlar. | Open Subtitles | تعلمين كل الناس تقول عنك بانك مزاجية بسبب الحمل لكنهم مخطئين. |
Kadınların hepsi de hızlandırılmış hamilelikten ölmüş. | Open Subtitles | كلُ النساء الذين ماتوا من الحمل المتسارع |
Kadınların hepsi de hızlandırılmış hamilelikten ölmüş. | Open Subtitles | جميع النساء الذين ماتوا بسبب الحمل المتسارع |
Ben, şey güvenli seks önemlidir, ve tabii ki hamilelikten korunmak isteriz,... | Open Subtitles | حسناً, أنا.. الجنس الآمن مهم ونحن من الواضح نريد منع الحمل |
Annesine dalak kanamasını söyleyebiliriz ama hamilelikten bahsedemeyiz. Bebeğinin ve kendisinin hayatını tehlikeye atıyor. | Open Subtitles | ــ لكن ليس بأمر الحمل ــ ستقوم هكذا فقط بوضع طفلها و نفسها في خطر |
New York ve Boston'daki hayat sigortası şirketleri... hamilelikten korunmak için artık bütün masrafları karşılıyorlar... | Open Subtitles | التأمين الطبي الان في نيويورك وبوسطن يغطي اي كلفة الان ..... لمنع الحمل |
- alkolizm, yada hamilelikten oluşan kusmadan olur. | Open Subtitles | إما من الكحول أو الحمل أو بوليميـا بوليميـا: - التي تقيء الطعام بعد أكله مباشرة |
Bir yıldır bu hamilelikten konuşuyoruz. | Open Subtitles | أعني ، كنا نتحدث بشأن الحمل لسـنة، |
Onların, basketbolcular tarafından ellenmekten ve erken hamilelikten kıl payı kurtulmaktan daha büyük planları... | Open Subtitles | كانت عندهما خططاً أكبر من أن يتم لمسهما بواسطة لا عبي كرة السله ...وتحديداً تجنب الحمل في فترة المراهقه و |
hamilelikten bahsediyordu, değil mi? | Open Subtitles | كانت تتكلم بشان الحمل ، اليس كذلك ؟ |