Hank. lütfen Bu şekilde kendini duyamazsın. Yedi saniyelik bir gecikme var. | Open Subtitles | لن تكون قادرا على سماع نفسك يا هانك فنحن متاخرون بسبعة ثواني |
Kendi deyişiyle Hank... tüm karışıklığı açıklayacağı, sessiz bir mekan buldu. | Open Subtitles | لذا هانك.. كما يدعو نفسه وجد بقعة هادئة ووضح الأمر برمته |
Hank, kompresörü düşürdüğün zaman, ...düşme miydi yoksa daha çok kayma mıydı? | Open Subtitles | هانك ، عندما أسقطت وحدة الضغط هل سقطت منك أم إنزلقت ؟ |
Kızınız ve Hank Moody'yi, 13 ağustostan önce mi konuşurken gördünüz? | Open Subtitles | رأيت هانك مودي يجري محادثة مع ابنتك قبل ليلة 13 آغسطس؟ |
Tamam, bir araba bul ve onları takip et. Hank'i tekrar bağla. | Open Subtitles | حسنا خذ سيارة و ابقى معهم صلنى بهانك مرة اخرى |
Görünüşe göre Eve ve Hank'i tam zamanında kasaba dışına çıkarmışım. | Open Subtitles | حسنا انني قد اخذت ايفي وهانك الى خارج المدينة لبعض الوقت |
Gerçi Hank demişti ki dışarı çıktığında David Amca'nız için yaptığınız gibi bana da işe başlamam için biraz para verebilirmişsiniz. | Open Subtitles | أنا أريد مساعدتك فقد أخبرني هانك أنه بإمكانك إعطائي بعض المال كما فعلت مع عمك ديفد حين خرج من السجن أيضاً |
Yani artık Hank Gerrard'ın cesedinin niçin kargo bölmesine tıkıldığını biliyoruz. | Open Subtitles | لذا نحن نعرف لماذا جثة هانك جيرارد وضعت في عنبر الشحن |
Hank, bunların hiçbiri senin çocuğumuz olduğunu ve hep öyle kalacağın gerçeğini değiştirmez. | Open Subtitles | هانك , لا شىء من ذلك سيغير الحقيقة انك كُنت وستظل دائماً ابننا |
Hank tehlikede ve hayatı tam anlamıyla bizim onu bulmamıza bağlı. | Open Subtitles | هانك فى خطر حقيقى وربما حياتة تكون معتمدة على عثورنا علية |
Dürüst olmak gerekirse şu an Hank'i çok da önemsemiyorum. | Open Subtitles | لأكون صادقة , حالياً انا لا اهتم حقاً بخصوص هانك |
Hank Henshaw babanı en son gören hayattaki tek insan. | Open Subtitles | هانك هينشو هو اخر شحص راي والدك علي قيد الحياة |
First National'dan Hank Rouse... bu sabah tebrik mesajı yollamış mailime... | Open Subtitles | هانك روز من فيرست ناتشونال أرسل إلي تهنئة صوتية هذا الصباح. |
Hank'in cebini çaldı, yani bir şekilde bağlantısı var. - Öğrenebilirim. | Open Subtitles | سرق الهاتف الخليوي هانك بحيث نحن نعرف انه تم تكليف هانك. |
Hank, sana söylediklerimi unut. Kabus görüyorum. | Open Subtitles | هانك انسى كل ما أخبرتك به لم يكن الا كابوس راودنى ليس الا |
- Hank Quinlan'ın meşhur önsezisinin seninkinden daha iyi olduğu ortaya çıkabilir. | Open Subtitles | -ربما كان حدس " هانك كوينلان " لا يزال أفضل من حدسك |
Ben Yüzbaşı Hank Tucker, Hava Kuvvetleri'nden. | Open Subtitles | انا كابتن هانك توكر من سلاح الطيران الملكى الكندى |
Harry aradı, Hank'i şartı tahliye kurallarını ihlalden tutukladıkları söyledi. | Open Subtitles | اتصل "هاري" وقال إنه سيعتقل "هانك" لانتهاك اطلاق السراح المشروط. |
Hank ile tanıştığım zaman görüştüğüm bir adam vardı. Bana onu hatırlatıyorsun. | Open Subtitles | أتعلم , لقد كنت أواعد هذا الرجل عندما إلتقيت بهانك لأول مرة , وهو يذكرني بك نوعاً ماً |
- Ve şu Hank Aleno. Sürekli bahsedip durduğunuz şu adam. Başarısız olarak bilinen bu adam da tesadüfen ölü. | Open Subtitles | وهانك ايلينو الذي تستمر في الحديث عنه ذلك الفاشل هو الآن ميت |
Ama Hank'e olanları, o çavuşa olanları gördün. | Open Subtitles | لكنك رأيت ماحدث لهانك لقد رأيت ما حدث لصديقك الرقيب |