| Ona bu raporu veren her kimse, Hanna'nın çevresinden biri. | Open Subtitles | اي من الذي اعطاها ذلك التقرير وموجود في عالم هانا |
| Şişman Hanna'nın, Alison'ın yerine geçmek için onu öldürdüğünü mü söyleyeceksin? | Open Subtitles | عن طريق اخباري بان كانت هانا البدينة تريد موت اليسون حتى تقوم باستبدالها ؟ |
| Hanna'nın yeniden hırsızlığa başladığını bir süredir biliyordum. | Open Subtitles | كنت اعلم لفترة الان ان هانا قامت بالسرقة مرة اخرى |
| Hanna'nın kanıyla ilgili mahkeme kararını annenin durduracağına emin misin? | Open Subtitles | هل أنتِ متأكده أن أمك ستوقف طلب المحكمه لدم هانا ؟ |
| Latexi sadece Hanna'nın maskesini yapmak için kullandığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا اظن أنه استخدم المطاط ليصنع قناعاً لهانا فحسب. |
| Hanna'nın karara uymak için beş günü var, Bayan Marin. | Open Subtitles | لدى هانا خمسة أيام للاستجآبه يآسيدة مآرين. |
| Spencer ve Hanna'nın anneleri arasında ne oldu bilmiyorum ama... | Open Subtitles | لا أعلم ماذا جرى بين أم سبنسر و أم هانا لكن.. |
| - Hanna'nın annesi gibi beni sorgulamayan birine ihtiyaç duydum. | Open Subtitles | لقد احتجت شخصاً كأم هانا لكي تكف عن السؤال عما حصل لي |
| Hanna'nın annesini korkutsun diye Noel'ı tutan ablam değil. | Open Subtitles | أختي لم تكن الشخص الذي قام باستجئار نويل كان لارعاب ام هانا. |
| Hanna'nın evine girdiğini de biliyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعلم بأنك انت الذي اقتحم منزل هانا. |
| Depo dört ay önce Hanna'nın adına kiralanmış. | Open Subtitles | تم تأجير ذلك المخزن بإسم هانا منذ 4 أشهر , حسنا |
| Veri dosyalarını bozup Hanna'nın adının geçmemesini sağlayacağım. | Open Subtitles | سأفسد ملف البيانات الخاصه بهم واتأكد ان اسم هانا لم يعد مرتبطا بشيء |
| Bence Hanna'nın neler yapabileceğini fazlasıyla gördük. | Open Subtitles | حسنا، اظن انني رأيت ما يكفي مما تستطيع هانا ان تفعل |
| Eminim Hanna'nın neden orada olduğuna dair mantıklı bir açıklaması vardır. | Open Subtitles | انا متأكده ان هنالك تفسير معقول لوجود هانا هناك |
| Avukat Hanna'nın kefaletle çıkması için elinden geleni yapacak. | Open Subtitles | محاموا هانا سيقعلون افضل مالديهم لاخراجها بكفاله |
| Hanna'nın tutuklandığını senden duyarım sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت اني سأسمع اي شيء منك في اللحظه التي تم فيها اعتقال هانا |
| Burası Hanna'nın esir tutulduğu bölge. | Open Subtitles | هذه نفس المنطقه التي انت هانا فيها مخطوفه |
| Bay Hanna'nın Bay Rutnam'ı askeri hastaneye geri götürdüğünü duydum. | Open Subtitles | لقد تلقيتُ خبراً للتوِ مفادهُ أنَّ السيد هانا قد أعاد السيد روتنام بسلامٍ إلى مستشفى المحاربين القدامى |
| O Hanna'nın yasal arkadaşıydı ve onu arabayla kazaya sürükledi. | Open Subtitles | كانت صديقة حقيقية لـ هانا ولحقت بها بالسيارة |
| Eğer o bunun bir parçasıysa, Hanna'nın nerede olduğunu biliyordur. | Open Subtitles | اذا كانت جزءاً من هذا , فلا بد أنها تعرف أين هي هانا |
| Yargılamak da bana düşmez ama Hanna'nın başına gelen en iyi şeyin sen olduğunu sanırdım. | Open Subtitles | و ربما انا لست شخص ليحكم, لكن الشيئ الوحيد الذي كنت دائماً اعتقده انك كنت افضل شيء حصل لهانا . |