Yutmadan önce, hapın ufaltılması gerek benim yeni şaşırtıcı küçültücü ışınımla. | Open Subtitles | قبل الهضم يجب تقليل حجم الحبة بشعاع الانكماش الجديد الخاص بي |
Bir gecede tek hapın değeri 10 dolardan 1000 dolara çıktı. | Open Subtitles | سعر الحبة ارتفع من 10 دولار لألف دولار بين ليلة وضحاها. |
Buluşma hapın mı? | Open Subtitles | أهذه حبوب التنويم, للمواعدة؟ حبوب الأغتصاب؟ |
Buluşma hapın mı? | Open Subtitles | أهذه حبوب التنويم, للمواعدة؟ حبوب الأغتصاب؟ |
Vernon'dan bu hapın etkileriyle ilgili çok az bilgi almıştım. | Open Subtitles | تلقيت معلومات قليله "من "فيرن عما قد يفعله هذه العقار |
Yediğimiz her yemeğin etkilerini hatırlasak nasıl olurdu, aldığımız her hapın, çalıştığımız her gecenin? | TED | ماذا لو كان في استطاعتنا أن نتذكر تأثير كل طعام تناولناه، وكل حبة دواء أخذناها، كل سهرة طويلة قمنا بها؟ |
Belki bizim hapın kaynağı budur. | Open Subtitles | . ربّما هذا مصدر الحبّة التي وجدناها مع الفتاة |
Yavaş git dostum. Bu hapın ederi iki pound. | Open Subtitles | برِّد أحذيتك يا رجل, هذه الحبة مبلغها اثنين جنيه |
hapın etkisi geçer geçmez karnım alt-üst oldu. | Open Subtitles | ألمتني معدتي بشدة بينما كان يزول أثر الحبة |
Hadi. hapın etkisini kaybetmesi için sadece 3 saatim var. | Open Subtitles | هيَّا , لديَّ فقط 3 ساعات قبل أن يزول مفعول الحبة |
Bu antenle hapın gönderdiği sinyalleri alacağız. | Open Subtitles | المجسات تلتقط الإشارة من الحبة |
Şu sıralar hapın etkisini hissetmeye başlaman lazım. | Open Subtitles | تلك الحبة يجب أن يبدأ مفعولها.. |
Yarın akşam senin yatak odan o yedigen olacak! Uyku hapın benim yumruklarım olacak! | Open Subtitles | في لليلة الغد ، غرفة نومك ستكون الحلبة حبوب نومك ستكون لكماتي |
Elizabeth bir kaç hapın her şeyi daha da güzelleştireceğini söylediği zaman Doug sürüş için hazırdı. | Open Subtitles | لذا عندما أخبرته أن حبوب صغيرة يمكن أن تجعل الأشياء أفضل فقد أخذ جولة على الفور |
Aldığım üç sakinleştirici hapın üstüne alkol pek iyi gitmez. | Open Subtitles | الخمر لن يُحمد تفاعله مع حبوب التوتّر التي تعاطيتها. |
O zaman gördüğünüz hapın, müvekkilimin sizin altınızda çalışmaya katlanabilmek için kullandığı anksiyete hapı mı yoksa Bay Kaufman'ı zehirlemek için kullandığı aspirin mi olduğunu söyleyemezsiniz değil mi? | Open Subtitles | اذا اي حبوب رايتها على مكتب موكلتي كان لونها ازرق ؟ مثل دوائها الخاص بالقلق لتتحمل العمل تحت امرتك |
Anladığım kadarıyla hapın sokaktaki isimlerinden biri. | Open Subtitles | ما هذا؟ حسبَ ما أدركتُ إنه أحد أسماء العقار في الشوارع |
Sokaklarda olmayan bir hapın sokak adını nereden bildin? | Open Subtitles | كيف عرفت الاسم الذي يطلق على العقار في الشوارع قبل أن يتوفّر في الشوارع؟ |
O dostlar, hapın yayılmasının uyanışında... | Open Subtitles | وهؤلاء الاصدقاء، في اعقاب إنتشار هذا العقار |
Birisinin içkisine dökmek ya da hapın güvenli olduğuna onları ikna etmek zor değildir. | Open Subtitles | ليس من الصعب أن تدس بشراب أحدهم أو أن يقنعهم أن حبة الدواء آمنة |
Her ikimiz de küçük bir hapın, haşin tarafını bastırmasının gerçek olamayacak kadar iyi olduğunun farkındaydık. | Open Subtitles | كلانا يعلم بأن تناول حبة صغيره لمنع جانبك السئ، سيكون جيدا |
Şimdi, eğer bu hapın bu kutudan çıkıp çıkmadığını söyleyebilirseniz, bizi taa kriminal laboratuvara gitmekten kurtarırsınız. | Open Subtitles | الآن، إن أمكنك معرفة إذا ماكان مصدر هذه الحبّة من هذه الزجاجة . فستوفّر علينا مشواراً إلى المختبر الجنائيّ |