Senin hapse girdiğini görmek istemiyorum, ...kimsenin hapse girdiğini görmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أراك، لا أريد أن أرى أي أحد يدخل السجن جراء هذا، يا رجل. |
En azından bazılarının hapse girdiğini göreceğiz. | Open Subtitles | لكن على الأقل سوف نرى بعض منهم يدخل السجن. |
Chin bu sırrı o kadar uzun zamandır saklıyor ki amcasının hapse girdiğini görmektense onunla yaşamayı tercih ediyor. | Open Subtitles | (شين) كتمَ هذا السرّ لمدّة طويلة، و هو سيستمر بذلك على أن يرى عمّه يدخل السجن |
Bugünkü çocukların 5 milyondan fazlası çocukluklarının bir bölümünde ebeveynlerinin hapse girdiğini görecek. | TED | سيشاهد أكثر من 5 ملايين طفل أحد والديه يقاد إلى السجن في مرحلة ما أثناء طفولته. |
14 yaşında olduklarında 4 siyahi çocuktan biri babasının hapse girdiğini görecek. | TED | عند بلوغهم سن الـ14، سيشاهد 1 من بين كل 4 أطفال سود والده يقاد إلى السجن. |
Geçen sene hapse girdiğini söylemedin. | Open Subtitles | حسناً, لم تذكر لي أنه أحيل إلى السجن العام الماضي |
Yüzüme karşı eski bir bağımlı olduğunu ve hapse girdiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد كانت صريحة بأنها كانت مدمنة، ذهبت إلى السجن |