Hayır, dinle. Benim, yani masum bir insanın, hapse girmesine göz yumdun. | Open Subtitles | لا , انتظر, انت تركت رجلاً بريئاً يدخل السجن |
Ömür boyu hapse girmesine gönlüm razı olmadı. | Open Subtitles | ولم أحتمل رؤية يدخل السجن لبقية حياته |
Ama bu çocuğun hapse girmesine izin veremem. | Open Subtitles | لكني لا أستطيع ترك هذا الطفل يدخل السجن |
Belki de onun için en iyisi hapse girmesine izin vermek olacak. | Open Subtitles | ربما افضل شي اعمله لها ان اتركها تدخل السجن |
Eğer o kızın hapse girmesine göz yumsaydım, tüm dünya bizim de onun gibi davranacağımızı düşünürdü, iftiraya maruz kalırdık, ben buna izin veremezdim. | Open Subtitles | لو كنت سمحت بهذه الفتاه بان تدخل السجن العالم بأكمله سيظن بأن تصرفنا سيكون مثلها وستشوه سمعتنا .. ولا يمكننى السماح بهذا |
Onun hapse girmesine izin veremezsin. Rahatla, Loretta. Bugün ilk gün. | Open Subtitles | ـ لا يمكنك أن تدعه يدخل السجن ـ أهدئي يا (لوريتا)، أنه اليوم الأول |
Scott Lockhart'a vurdum. Noah bunun için hapse girmesine izin verdim. | Open Subtitles | أنا صدمت (سكوت لوكهارت) وتركت (نوا) يدخل السجن بهذه التهمة |
Bay Hickey, öne çıkmak ve masum bir kadının hapse girmesine engel olmak cesaret ister. | Open Subtitles | (سيد (هيكي إنها لشجاعة منك أن تقف و لاتدع إمرأة بريئة تدخل السجن |