Dün gece yabancı birileri oteli bastı ve hepimizi bara hapsetti. | Open Subtitles | في وقت متأخر من الليل دخل مجهولون إلى الفندق... تم حبسنا في الحانة... |
Tanrım. Bizi içeri hapsetti. | Open Subtitles | يا الهي، لقد حبسنا |
Hepimizi buraya hapsetti. | Open Subtitles | لقد حبسنا جميعاً |
Sonra ben şikayet edince senin de yardımınla beni hapsetti. | Open Subtitles | حتى عندما أشتكيت من الأمر قام بحبسي بعيدًا في حفرة لدهورٍ عدة بمساعدتك طبعًا |
Beni milyarlarca yıl hapsetti. | Open Subtitles | قام بحبسي بعيدًا لملياراتٍ من السنين |
Kızım elinde. Onu hapsetti. | Open Subtitles | إنها بحوزته، وهو يحتجزها قسراً رغم إرادتها. |
Belle'i hapsetti, onu zindana kapattı. | Open Subtitles | أخذ (بيلا وفي زنزانة يحتجزها |
"Woo-jin beni niye hapsetti?" diye değil "Niye beni salıverdi?" diye sormalıydın kendine. | Open Subtitles | إنه ليس "لماذا سجنني ووجين؟" إنه"لماذا حرّرني؟" |
Cidden hepimizi buraya mı hapsetti? | Open Subtitles | هل حقًّا حبسنا جميعًا هنا؟ |
Ebedî Gece'deki bir kuleye hapsetti beni. | Open Subtitles | لقد سجنني فى برج من "الليل الأبدي". |