Zamanımızı boşa harcıyoruz. 32 test yaptık. 100 tane daha yapabiliriz. | Open Subtitles | نحن نضيع الوقت، أجرينا 32 فحصاً وربما أمامنا مئة فحص آخر |
Efendim, bu önemli bir bilgi değil. Vaktimizi boşa harcıyoruz. | Open Subtitles | يا سيدي هذه المعلومات لا تخص الموضوع نحن نضيع وقتنا |
Zamanımızı harcıyoruz. Ellie Andrews otobüse biner mi hiç? | Open Subtitles | نحن نضيع وقتنا اذا اعتقدنا ان ايلى اندرسون قد تستقل الحافلة |
Zamanımızı harcıyoruz, odası yukarıda. | Open Subtitles | لكنّنـا نهدر الوقت، أيّهـا السـادة غرفته في الطـابق العلوي |
Uzay çöplüğünü takip altına almak için neden çok para harcıyoruz. | Open Subtitles | لماذا ننفق الكثير من الأموال على تعقب خردة من الفضاء ؟ |
İlk olarak, pek de dikkatli incelemiyoruz ve bunun için çok az miktarda para harcıyoruz. | TED | فنحن لسنا نبحث في الأمر بطريقة جدية جدا، ونحن نصرف مبالغ مالية ضئيلة عليه. فقط نسبة ضئيلة من النجوم في مجرتنا |
Zamanımızı boşa harcıyoruz. Chivington yerlilerin nerede olduğunu biliyor. | Open Subtitles | نحن نضيع وقتنا تشيفينجتون يعرف أين هم الهنود |
Tüm bu insanlar için boşa zaman harcıyoruz. | Open Subtitles | العائلات نستطيع حمايتها لكننا نضيع الوقت مع هؤلاء الناس |
Neden gereksiz celselerle zamanımızı boşuna harcıyoruz? | Open Subtitles | لِمَ نضيع الوقت في محاكمة عديمة الفائدة؟ |
Aileyi koruyabiliriz, ama bu insanlarla zamanımızı harcıyoruz. | Open Subtitles | العائلات نستطيع حمايتها لكننا نضيع الوقت مع هؤلاء الناس |
Eğer orada değilse, sahip olmadığımız zamanı boşuna harcıyoruz. | Open Subtitles | اذا لم يكن بالداخل فنحن نضيع وقتاً لا نملكه |
Zamanımızı olmayan bir kabiliyetimle ilgili uğraşarak harcıyoruz. | Open Subtitles | بدلاً عن ذلك نحن نضيع الوقت على قدرات لا أملكها بعد |
Vaktimizi harcıyoruz. Yarım saat geciktik. | Open Subtitles | نحن نهدر وقتنا هنا، لقد تأخرنا لنصف ساعة |
Nüfuzun geçmiyorsa, niye paramızı boşa harcıyoruz? | Open Subtitles | إن لم يكن لديك النفوذ لما علينا أن نهدر أموالنا من أجلكَ؟ |
Bize hiç birşey vermeyeceğinizi biliyorduk. Burada zaman harcıyoruz. | Open Subtitles | . عرفنا أنكِ لن تعطينا أي شئ . نحن نهدر وقت هنا |
Bir sürü para harcıyoruz. Kimse umursamıyor. Gerçek bir tatil bile değil. | Open Subtitles | نحن ننفق الكثير من الأموال, ولا أحد يهتم إنها ليست إجازة حقيقية |
Bir uçak kazasında ölmeyeceğimizden emin olmak için tonlarca para harcıyoruz ama bu durum için neredeyse hiçbir şey yapmıyoruz, oysaki bu tamamen önlenebilir. | TED | إننا نصرف أموالا طائلة للتأكد من عدم موتنا في حوادث الطائرات ، ولكننا لانصرف شيئا يذكر لتفادي اصطدام مذنب. |
Niye geceyi diğer kızlar hakkında konuşarak harcıyoruz? | Open Subtitles | لماذا نُهدر الليل نتحدّث عن النساء الأخريات؟ |
Zaman harcıyoruz | Open Subtitles | هذهِ مضيعة وقت. أتريد أن تجلس هنا طوال الليل؟ |
Yani biz niye Bayan McGraw'ın zamanını bununla harcıyoruz ki? | Open Subtitles | أَعْني، الذي نُهدرُ الآنسةَ. وقت McGrw مَعه؟ |
Zamanımızı boşa harcıyoruz. Çünkü bulunacak bir şey yok. | Open Subtitles | نحن نضيّع وقتنا، لأن لا وجود لما نعثر عليه |
Bitmediyse de lütfen beni bir şeyle suçlayın aksi hâlde ikimiz de boşa vakit harcıyoruz. | Open Subtitles | Cecause إن لم يكن، ثم الرجاء تهمة لي بشيء، وإلا كنت إضاعة كل من عصرنا. |
Olmayan bir telefon sapığını arayarak zaman harcıyoruz, mutsuz kadınların akıllarına bakmalıyız. | Open Subtitles | نحن نُضيع الوقت في البحث عن شاب ... من مخابيل الهاتف لا وجود له إلا في عقل زوجة تعيسة |
Bunun anlamı yok efendim. Boş yere yakıt harcıyoruz. | Open Subtitles | لا جدوى من ذلك , يا سيدى نحن نستهلك الوقود بدون فائدة |
Peki bes silini baska neye harcıyoruz? | Open Subtitles | وهل من شيء آخر يستحق أن ندفع فيه خمسة شلنات؟ |
Neden zamanımızı bir kabine ulaşmak için harcıyoruz? | Open Subtitles | لم نبدّد وقتنا بالذهاب لكوخ ما بأيّة حال؟ |
Elimizdeki her kuruşu Herkül'e harcıyoruz üstelik Hava Kuvvetleri artık onu istemiyor bile. | Open Subtitles | لقد أنفقنا كل مالدينا على هركليز وهم لايريدونها الآن انظر، هاوارد. |
Eşim ve ben tüm günümüzü bu ülkede yaptığınız pislikleri temizlemeye harcıyoruz. | Open Subtitles | أنا وزوجي نقضي اليوم بأكمله في تنظيف الفوضى التي تُحدثونها بذلك البلد |