Yalnız hareket etmiş. Bildiği her şey de burada onunla birlikte öldü. | Open Subtitles | لقد تصرّف لوحده كل ما يعرفه عنا ينتهي هنا |
Beni korumak için kendi başına hareket etmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما تصرّف من تلقاء نفسه ليحميني |
Beni korumak için kendi başına hareket etmiş olabilir. | Open Subtitles | ربما تصرّف من تلقاء نفسه ليحميني |
- Eğer öyleyse, kendi kafasına göre hareket etmiş. | Open Subtitles | - إفه عمل، هو تصرّف بشكل إنفرادي. |
Bu, dediğin gibi bir ipucuysa o hâlde Zach aşırı derecede sakin ve mantıklı hareket etmiş. | Open Subtitles | لو كان هذا دليلًا كما تقول، فإنّ (زاك) قد تصرّف بهدوءٍ عجيب ورجاحةِ عقل |
Pete. Beni korumak için kendi kafasına göre hareket etmiş olmalı. | Open Subtitles | بيت)، ربما تصرّف من) تلقاء نفسه ليحميني |