Kesinlikle bir presinsin Yemen'deki plajı harika bir tatil yeri gibi gelebilir tabii eski güzellik kraliçeleri ve "Hayatın Gerçekleri"'ndeki Blair ile birlikte aynı hareme düşene kadar. | Open Subtitles | اعني بالتأكيد بعض أمراء قصور الشاطئ في اليمن تبدو كأنها الذهاب في عطلة فائقة الجمال حتى تصبحين في الحريم |
Çünkü erkekler hareme giremez. | Open Subtitles | الرجال لا يمكنهم دخول قاعة الحريم |
Bütün hareme şerbet ve lokma dağıtılsın. | Open Subtitles | وزعي الشربات والزلابية في الحريم كله |
Sen hareme gelmeyince, benim gelip Süleyman'ıma müjdeyi vermem farz oldu. | Open Subtitles | حين لم تأتِ إلى الحريم كان علي القدوم لأنقل إليك الخبر السار، ولدي "سليمان" |
Hünkâr'ım, benim hareme girip, çıkmam yasak. | Open Subtitles | محرم علي دخول الحرملك |
[Gülşah] Efendim, Hünkâr'ımız hareme geldi. | Open Subtitles | أتى مولانا إلى الحرملك |