"hariç tabii" - Translation from Turkish to Arabic

    • باستثناء
        
    • ماعدا
        
    • ما عدا
        
    • بإستثناء
        
    • عدى
        
    • فيما عدا
        
    Bunları bir tüccara sat. Kullanışlı olanlar hariç tabii. Open Subtitles بيعي كل هذا إلى أحد التجار باستثناء الأغراض المفيدة
    Son karşılaştığımda hariç tabii. Üzerlerinde bir güç vardı. Open Subtitles باستثناء آخر مرة قابلتهم فيها لقد كانت هنالك قوة
    O zaman endişelenmenizi gerektirecek bir şey yok, gülleriniz hariç tabii. Open Subtitles اذن, ليس هناك ما تقلق بشأنه, ماعدا ازهارك بالطبع
    Satma kısmı hariç tabii, o kısım değil. Open Subtitles لأني عَنيتُ كُلّ كلمة قلتها ماعدا ذلك الجزء الذي وصفتك فيه بأنك تبيعينني.. لا ليس ذلك الجزء
    Halka ya da bir hayır kurumuna bağışta bulunursanız, sırtınız sıvazlanır ve vergi yardımı-indirimi- alırsınız-- meteliksiz kalabileceğiniz internet ortamı hariç tabii. TED اذا أعطيت شيئاً كتبرع أو للعامة تحصل على تربيتة على الظهر و هبة ضرائب ما عدا على الشبكة حيث يمكن أن تفلس
    Giysilerimizin çalındığı kısım hariç tabii, seni geri zekalı. Open Subtitles بإستثناء الجزء الذي سرقت فيه ملابسنا أيها الأحمق
    Ulaşamadıklarım hariç tabii ki. Open Subtitles عدى أن بعضها لا أستطيع الوصول إليه
    Sivilceler hariç tabii. Open Subtitles لا تقلق فالنساء يعجبن بمثل هذه الأشياء, الرقع و الندب و الجدع كل شىء فيما عدا البثور
    Gönderdikleri birkaç düz taban, şaşı ve silah taşıyamayacak kadar şekilsiz adamlar hariç tabii. Open Subtitles باستثناء إرسالهم شخص أعرج أحول العينين, ورجال غير لائقين وغير مؤهلين لحمل السلاح
    Bir cinayet zanlısı olduğu durumlar hariç tabii. Open Subtitles باستثناء عندما يكون لها مصلحة شخصية في القتل
    Zamanında olduğu kadar da bunaltmıyor kendimi asma hissi uyandıran saçmalıklarla uğraşmak zorunda kaldığım durumlar hariç tabii. Open Subtitles شعور خانق ليس الآن كما كان مرة من قبل باستثناء عندما أحاول التعامل مع الحماقات التي تجعلني أريد شنق نفسي.
    Dördüncü hariç tabii. Sen elini sürmeden kötüydü zaten. Open Subtitles باستثناء الرابع منها، والذي كان سيّئًا حتى قبل أن تبسطي سطوتكِ عليه.
    Kesinlikle seninle aynı fikirdeyim. Kuyruk kısmı hariç tabii ki. Open Subtitles هذا أمرٌ قد نتّفق عليه باستثناء مسألة الذيل بالتأكيد
    - Fargo. Diego beni tamir etti. İsim veri tabanı hariç tabii. Open Subtitles دييجو، أصلحني ماعدا قاعدة بيانات الأسماء
    Yanan eve ayakkabılarım için dalan itfaiyeci hariç tabii. Open Subtitles ماعدا لرجل إطفاء ركض إلي مبني يحرق لينقذ زوجين من الأحذيه تركتهم هناك.
    Ben hariç tabii, bu güzel yüz kapanırsa yazık olur. Open Subtitles ماعدا أنا لا شيء يغطي هذا الوجه الجميل
    O bir sineği bile incitemez. Üstüne oturduğu sinek yuvası hariç tabii. Open Subtitles ما كان ليؤذي ذبابة , ما عدا مدينة الذباب التي جلس عليها
    O bir sineği bile incitemez. Üstüne oturduğu sinek yuvası hariç tabii. Open Subtitles ما كان ليؤذي ذبابة , ما عدا مدينة الذباب التي جلس عليها
    Hiçbir dili doğru düzgün konuşamıyor -anadili hariç tabii. Open Subtitles بالكاد يمكنه الكلام بأي لغة، ما عدا اللغة الهندية بالطبع
    Bence hayatta hiçbir şey kesin değildir, sana olan sevgim hariç tabii. Open Subtitles أعتقد أنه لا يوجد شئ مؤكد فى الحياة بإستثناء حبى لك
    Bunu ben de istiyorum. Saklanmak kısmı hariç tabii. Open Subtitles أريد ذلك بالفعل، بإستثناء جزئية الإختباء، بالطبع
    Ve bu arada, Kane neredeyse iki haftadır bize hiç zaman ayırmadı Ben'in ağzına O'Hare seremonisi için tıkacı taktığı zaman hariç tabii. Open Subtitles وبالمناسبة " كين " لم يعطنا وقتاً من اليوم منذ حوالي أسبوعين " ما عدى بالأساس وضع كمامة على فم " بين
    Üsten fazla çıkamadığını biliyorum, resmi işler hariç tabii, ben de seni güzel bir yere götüreyim dedim. Open Subtitles حسناً , انا أعلم انكى لم تخرجى خارج القاعده كثيراً فيما عدا العمل الرسمى لذا فكرت ان أخذك الى مكان اخر رائع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more