| Başka taramalara daha ihtiyacımız var, beynini tam haritasını çıkarmak için. | Open Subtitles | نحن بحاجة لعمليّة فحص أخرى على وجه التحديد ، خريطة دماغك |
| Gerekli ekipmanı bulsak bile başlangıç haritasını oluşturmak saatler alır. | Open Subtitles | ،حتّى لو أمكننا جلب المعدات سنستغرق ساعات لرسم خريطة أوّليّة |
| Bir mekânın haritasını çıkarırsın, gerçek bir yer olması gerekmez. | Open Subtitles | تقومين برسم خريطة للمواقع ليس بشرط أن تكون اماكن حقيقية |
| Bu veri bankası bilinen galaksinin tüm yıldız haritasını içeriyor. | Open Subtitles | قاعدة البيانات هذة تحوى خرائط النجوم فى لفضاء المعروف بكامله |
| Bu görevi sen tamamlamak ve Alman cephaneliğinin haritasını bulmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك الآن أن تكملي مهمتها بايجاد الخريطة التي تخص الترسانة الألمانية |
| Sana ya da bana bağlı değil Orta Dünya haritasını şekillendirmek. | Open Subtitles | إعادة رسم خريطة الأرض الوسطى مسألة لا ترجع إليك أو إليّ |
| Ve Dr. Reid'e Detroit ve Grosse Pointe'in detaylı bir haritasını verdim. | Open Subtitles | و أعطيت للد.ريد خريطة مفصلة قدر المكان لمدينة ديترويت و غروس بوينت |
| Bu demek oluyor ki, beyin faaliyetlerinin haritasını çıkarabiliriz. | TED | وهذا يعني امكانية رسم خريطة تفاعلية للدماغ |
| Bu veri akışı tüm kirliliğin bir haritasını çıkarmamızı sağlayacak, böylece herkes bunu görebilecek. | TED | سوف يمكننا تدفق البيانات الخاص به من رسم خريطة لهذا التلوث، بحيث يمكن للجميع رؤيته. |
| Her yıl oraya giderim çalışma sahamın bir haritasını çıkarırım. | TED | وكل عام أذهب هناك وأقوم بإعداد خريطة لدراستي الميدانية. |
| ve farenin gördüğünde, hissettiğinde, dokunduğunda, hatırladığında, aşık olduğunda aktifleşen (nöral) yolların haritasını çıkarabilirsiniz. | TED | ويمكنك أن تصنع خريطة دقيقة للمسارات العصبية حين يرى الفأر، أو يشعر أو يلمس أو يتذكر أو يحب. |
| Yaptığımız şey NASA'nın topoğrafya verilerini kullanarak, ince değişimlere sahip olan bu alanın haritasını çıkarmaktı. | TED | لذلك ما قمنا به هو أننا استخدمنا بيانات ناسا الطبوغرافيا لرسم خريطة للمناظر الطبيعية، تغييرات طفيفة جدا. |
| Şimdi, bir yarış pistinin haritasını ve bir arabanın matematiksel modelini alalım, bir kaç iterasyon ile aslında o pistteki en hızlı güzergahı belirleyebiliriz. | TED | الآن، يمكن أن نأخذ خريطة لمسار السباق، يمكن أن نأخذ نموذجا حسابيّا لسيارة، ومع بعض التكرار، يمكننا أن نجد أسرع طريقة حول هذا المسار. |
| Ben de sistemin bu şehir merkezi otobüs haritasını beş yıl önce nasılsa o şekilde hazırladım. | TED | خريطة نظام الحافلات، كما كانت قبل خمس سنوات |
| Bundan sonra en çok heyecan verici şey ise mağaranın haritasını yapan ilk kişi olmaktır. | TED | ثاني أمر يثير حماس مستكشف كهوف هو أن يكون أول من يضع خريطة لكهف. |
| Neyse, bu işlemi yaptık ve kuyruklu yıldızın haritasını çıkardık. | TED | شرعنا في القيام بهذه العملية، وقمنا بوضع خريطة للمذنب |
| Bunu bir bilgisayarda programlayıp, tüm kuyruklu yıldızı tarayıp haritasını çıkarabilirsiniz. | TED | ويمكننا برمجة هذه الطريقة على الحاسوب، ومن ثم نقوم بتغطية المذنب بالكامل، لنحصل على خريطة تفصيلية له. |
| Ama bilim insanları okyanusun haritasını çıkarırken hiç beklenmeyen bir şey keşfetti. | Open Subtitles | ولكن عند وضع خرائط للمحيطات اكتشف العلماء شيئاً غير متوقع علي الإطلاق |
| Var olan şehrin haritasını çıkardılar, geliştirmek istedikleri bölgeyi boş bıraktılar ve haritayı paylaştılar. | TED | صنعوا خريطة للمدينة الحالية، تركوا المنطقة التي يريدون تطويرها فارغة وشاركوا هذه الخريطة. |
| Ve bu şekilde, karınca kollektif araştırma algoritmasının küresel haritasını çıkarabiliriz. | TED | بتلك الطريقة، نستطيع عمل خارطة عالمية لخوارزميات البحث الجمعي للنمل. |
| Benes'in beyni. Stereotaxic yöntemle haritasını çıkardık. | Open Subtitles | مخ بينيز يقترب من ان نرسم له خريطه واضحه جدا ا |
| Çevresinin haritasını çıkarmak için sensörlerini kullanıyor. | TED | ويستخدم أجهزة الإستشعار هذه ليبني خريطةً للبيئة المحيطة. |
| Mühendis olduğu zaman buraların bir haritasını falan yaptı mı? | Open Subtitles | عندما كان مهندساً هل جعل الخرائط وحشا مثل تلك ؟ |
| Tabii ki, daha önce de bahsettiğim üzere, artık beyin fonksiyonlarının haritasını çıkarmaya başlayabildiğimize göre bu fonksiyonları tek tek hücrelerle ilişkilendirebiliriz. | TED | وبالطبع ، كما ذكرت سابقاً ، حيث بإمكاننا الآن بدء عمل خريطةٍ لوظائف الدماغ ، وبالتالي بإمكاننا ربط تلك الوظائف بخلايا معينة. |
| Henüz burada bir Itjtawy yoktu, fakat yakın bir gelecekte bu bölgeye dönüp haritasını oluşturacağız. | TED | لم تكن إيتجتاوي هنا بعد، ولكننا سنعود إلى الموقع لرسم خريطته في القريب العاجل. |
| Aşağıdaki şehirlerin haritasını çıkarttım. | Open Subtitles | كنت ارسم المدن اللتي في الاسفل |