"harvey'i" - Translation from Turkish to Arabic

• هارفي

Daniel beni yalnız başıma bıraktığından beri seni ve Harvey'i bırakmam gibi mi?
هل هذا يدل على الاحترام ؟ ترك الاشخاص بحالهم مثلك انتي و هارفي

O halde bu adamın ipliği pazara çıkarmamı istiyorsun ki böylece bunlarla Harvey'i onu şirkete almaması için ikna edebilesin.
مما يعني أنك تريد مني أن أجد أي قذارة على ذلك الأبله، لكي تستطيع أن تقنع هارفي بأن لا يوظفه

Tüm hafta boyunca Harvey'i izliyordum. Bu işi sağlam kazığa bağladı.
كنت ارقب هارفي طيلة الاسبوع لقد جعل هذا الامر محكما

- Ama şimdi buradalar. Harvey'i ara. - Başüstüne.
ـ لكنهم هنا الآن أدع هارفي ـ نعم يا سيدي

Harvey'i etkilemek için gerçekten çok uğraştın Caleb.
لقد قمت بأمور استثنائية لتبهر هارفي يا كايلب

Benim için ne olduysa sana da aynısı oldu çünkü fark etmediysen beni mahvetmenin yanı sıra Harvey'i de mahvettin.
حَسناً، و كأنما استفدت مما فعلت كما فعلت أنا لأنه،في حال أنك لم تلاحظ ،بالأضافة لتوريطي أكثر قمت بتغيير هارفي بالكامل

Ne yazık ki bu sefer Harvey'i ölen karımı ve genç kızımı hatalarım yüzünden tehdit etmesi için gönderemeyeceksin.
لسوء الحظ هذه المرة ،لا يُمكنك جعل هارفي يهدّدُ لإخْبار زوجتِي المُحْتَضرة أَو ابنتي المراهقة عن أعمالي الطائشة

Ne istiyorsun, Harvey? Harvey'i benim gölgem altına alma zamanı geldi diyorum.
أَقُولُ بأنّه حان الوقتُ لوضع هارفي في ظِلِّي

Daniel beni yalnız başıma bıraktığından beri seni ve Harvey'i bırakmam gibi mi?
ترك الاشخاص بحالهم مثلك انتي و هارفي تركتوني منذ حادثه دانييل?

Ne olursa olsun bu Harvey'i Ava için daha çok çalışmasını sağladı.
اذا كان هناك شيء جعل هارفي بجد من اجل ايفا

Eğer birisi Tom Harvey'i kanıtını geri çekmeye razı etmezse.
إلا إذا قام أحدُ ما بدفع (توم هارفي) لسحب دليله

Harvey'i kaybettim. Harvey'i kaybettim.
لقد فقدت هارفي، لقد فقدت هارفي

Regali'nin Bob Harvey'i tanıdığını beraber çalıştıklarını söylüyor.
يقول ريجالي عرف بوب هارفي... بأنّهم كانوا في الدّاخل عليه سوية.

Harvey'i tanıyorum ve o sizin birleşmenizi istiyor ki o da faturalarını ikiye katlayabilsin.
أنا أعلم أن"هارفي" أراد فقط دمج أعمالك لكي يكون بإمكانه مضاعفة ساعاته القابلة للدفع.

Ve bunu öğrendiğinde önceliği seni veya Harvey'i korumak olmayacak.
(وعندما يحدث هذا، أولويتها لن تكون حمايتكِ أنتِ أو (هارفي

Harvey'i bu duruma sokmakta bir zarar görmüyor olabilirsin ama ben değilim.
ربما يريحكِ وضع (هارفي) في مثل هذا الموقف لكن هذا لا يريحني

Biraz önce mochaccino içtim. Harvey'i görmek için bekliyorum.
*لقد شربت ماشنزينو منتظرا ً رؤية هارفي *كابتشينو مصنوع من شوكلاته*

Harvey'i duygusal göstermeye çalışıyorsun çünkü bu kavganın aramızda yol açabileceği şeylerden korkuyorsun.
إنكِ تحاول بأن تجعلي (هارفي)إنساناً، لأنكِ تخشين مما قد يفعله بنا هذا العراك.

Reg Goldman'la tanıştığını sanmıyorum. Babası Harvey'i bilirsin.
لا أعتقد أنك قابلت (ريج غولدمان) تعرف أبّاه (هارفي)