"hasadı" - Translation from Turkish to Arabic

    • حصاد
        
    • الحصاد
        
    • محصول
        
    • الإعتناء بالنباتات
        
    Mülkiyeti olan sancak beylerine gelince, her birinizin toplanacak hasadı var. Open Subtitles أما بالنسبة للرجال الكبار لكل واحد منكم، هناك حصاد ليتم جمعه
    Diyor ki geçen pazar günü üzüm hasadı festivali vardı, değil mi? Open Subtitles أقول يوم الأحد الماضي كان مهرجان حصاد العنب؛ أليس كذلك؟
    Bugün Çölustanız'a bahar hasadı için belirttiğim yer burası. Open Subtitles هذا ما أخبرتك أن تفعله أن تركز في الحصاد اليوم
    Tarım alanlarının ekimi, hasadı ve mahsulün uzak mesafelere taşınması için çok büyük miktarda mazota ihtiyaç var. Open Subtitles كميات كبيرة من وقود الديزل تستعمل في الزِراعة والحصاد وبعد ذلك نقل تلك الكميات الهائلة من الحصاد
    Pirinç hasadı son 50 yılın en kötüsüydü. Open Subtitles محصول الأرز لهذا العام كان الأسوء منذ خمسين عاماً مضت
    Burada bu yılın hasadı olmayan biraz şarap var. Open Subtitles وهذا قليل من الخمر ليس من حصاد هذا العام
    Neyse, iyi bir mısır hasadı yaptığımızdan eminim. En çok sevindiğim şey bu. Open Subtitles حسنا ،لقد كان حصاد الذرة جيد ليس هناك ما احبة اكثر
    Onun pirinç hasadı birkaç gün sonra; ama bir hava saldırısının an meselesi olduğunu biliyor. Open Subtitles حصاد الرز على بعد أيام قليلة , ولكنَّه يعلم أنَّ هجوما ً جويا ً على وشك الحدوث
    Morina hasadı Kuzey Kutbu'ndaki foklar ve kuşlar için yılın en büyük olayıdır. Open Subtitles حصاد سمك القدّ هو الحدث السنوي لطيور وفقمات الشمال الأقصى
    Mısır hasadı için oldukça geç bir zaman. Open Subtitles جميلة في وقت متأخر من الموسم أن يكون حصاد الذرة.
    Mısır hasadı için oldukça geç bir dönem gerçi. Open Subtitles ليتل في وقت متأخر من الموسم ليكون حصاد الذرة.
    Daha önce hasadı bilmiyordun. Şimdi niye bir önemi olsun? Open Subtitles إنّكِ لا تعرفين أي شيء عن الحصاد السابق.
    Samanları korumak zorundayız yoksa hasadı kaybederiz. Open Subtitles علينا أن نحمي العربات وإلّا سنخسر الحصاد
    Dehşet hasadı sırasında korunup ayrıcalıklı olabilirdin. Open Subtitles أثناء الحصاد المخيف، أنت كان يمكن أن تحمى وتفضّل.
    Burada ne yaptığını şimdi anladım. hasadı lanetliyordun. Open Subtitles .الآن قد أدركتُ ما كنتَ تفعلهُ هنا, لقد كنت تلعنُ الحصاد
    hasadı verenin bir kraliçe olduğunu kendilerine hatırlat. Open Subtitles دعيهم يذكرون أنفسهم أنّ من أعطاهم الحصاد هي ملكة.
    Biliyorum ama gönülsüz çiftçileri hasadı teslim etmeleri için isteklendirmek bence yeteneklerini konuşturabileceğin bir alan. Open Subtitles أنا لستُ جيّداً بالعمل على حصاد القمح. لا، ولكن تحفيز المزارعين على تسليم الحصاد..
    - En son bamya hasadı olduğunu söylüyorlar. Sonsuza dek. Open Subtitles يقولون إنها آخر محصول البامية على الإطلاق.
    Beline kadar boka batmışsın... ama tüm derdin karpuz hasadı. Open Subtitles ... تقف هناك بورطة كبيرة وكل ما أنت قلِقُ بشأنه هو محصول البطيخ الخاص بك
    Hidrofonik bahçemizin ilk hasadı. Open Subtitles اول محصول من المزرعة المائيه
    Yağmur yaklaşıyor, hasadı kaldırmalıyım. Open Subtitles لن تهطل الأمطار لذلك علي الإعتناء بالنباتات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more