"hasarlı" - Translation from Turkish to Arabic

    • متضررة
        
    • التالفة
        
    • المتضررة
        
    • تضررت
        
    • تالف
        
    • الضرر
        
    • المتضرر
        
    • متضرر
        
    • تلف
        
    • معطوبة
        
    • محطم
        
    • تضرر
        
    • التالف
        
    • متضرّر
        
    • تالفين
        
    "Satılık iskambil masası. Üstü hasarlı, ayağı eksik, gerisi sağlam. Open Subtitles طاولة للبيع ، مائدتها متضررة ، أرجلها مفقودة
    Ve bu kök hücreler kan akımında yüzerek tamir edilebilmelerini sağlayacak büyüme faktörleri salgılamak için hasarlı organlarımıza yerleşir. TED و هذه الخلايا الجذعية تسبح في مجرى الدم. ثم تستقر في الأعضاء التالفة. لإطلاق عوامل النمو لإصلاح النسيج التالف.
    Bu hasarlı malları satın alacağım anlıyor musun? Open Subtitles , أريد التحدث معه. سآخذ هذه البضائع المتضررة منه
    Farz edin ki Alzheimer'a yakalandınız ve bu sinapslerin dördü hasarlı ya da yok oldu. TED الآن تخيل أن لديك ألزهايمر، وأن ثلاثة من تلك التشابكات قد تضررت أو دمرت.
    Bana hasarlı bir şeymişim gibi davranması için bahanesi kalmazdı o zaman. Open Subtitles ليستْ في حاجة إلى عذر آخر كي تعاملني كشيء تالف
    Gemiyi döndüreceğim böylece hasarlı bölge güneş ışığı almayacak. Open Subtitles ثم سأدور حتى يكون الضرر بعيد عن مواجهة الشمس
    Bu açıklama, hasarlı beynine göre tek anlamlı açıklama. TED هذا هو التفسير الوحيد الذي يقبله مخك المتضرر
    Madam, kilisenin çatısının hasarlı olduğunu biliyor musunuz? Open Subtitles حسنا يا سيدتي أنت تعرفين بالفعل بأن سقف كنيستنا متضرر ؟
    Eminim onları hasarlı bir şekilde götürmemize çok kızacak. Open Subtitles أنا واثق أنه لن يقدر أن يعودوا إليه متضررة
    Sensörleriniz ne görüyor veya bulunduğunuz noktadan ne görüyorsunuz bilmiyorum, ama o anagemi buradan çok hasarlı gözüküyor. Open Subtitles لا أعلم مالذي ترونه أو من وجهة نظركم , أو ماتلتقطه مستشعراتكم لكن من الخارج هنا , تلك السفينة الأم تبدو متضررة بشدة
    Yakında kök hücrelerini, hasarlı ya da hastalıklı hücreleri yenileriyle degiştirmek üzere kullanmaya başlayabileceğiz. TED وقريباً، سوف نكون فعلاً قادرين على استخدام الخلايا الجذعية لاستبدال الخلايا التالفة أو المريضة.
    Bu ayrıca istilacı madde ve hasarlı hücreleri kullanan fagositleri de çeker. TED يجذب ذلك أيضًا خلايا البلعمة، التي تلتهم الغزاة والخلايا التالفة.
    Ama hasarlı elinde... her an istem dışı bir refleks görülebilir. Open Subtitles ولكن هنا على اليد المتضررة يمكن أن تأخذ رد فعل تلقائي في أي وقت
    hasarlı yuva pek çok kağıt yazma aracında ortak bir mesele. Open Subtitles الفتحة المتضررة أمر شائع في أدوات كتابة الورق
    İki tank yok edildi, biri hasarlı, savaş dışı. Open Subtitles دُمرت دبابتان و تضررت دبابتان و خرجن من المعركة
    Hadi benim beynim hasarlı, senin bütün yapman gereken ise yemek yemek. Open Subtitles ان عقلي تالف. لكن كل ماعليك فعله هو ان تأكلي شيئاً
    hasarlı bölümü atlayıp normalde insanların kullanmadığı... bir bölgesini devreye sokuyor. Open Subtitles إنه يأخذ إنعطاف حول منطقة الضرر ويَدْخل في منطقة من دماغ الإنسان عادةً لا تستعمل
    Önce ölmesi gereken kişi benim. hasarlı olan benim, o değil. Open Subtitles أنا المفترض له أن يموت أوّلاً أنا المتضرر وليس هي
    hasarlı bir mekikten hava kaçırıyoruz ve onu halletsek bile geminin yaşam destek sisteminin son kullanma tarihi çoktan dolmuş. Open Subtitles الهواء ملوث بسبب مكوك متضرر وحتي ان اصلحناه فنظام دهم الحياة علي هذه السفينة
    Sanırım burada hasarlı kameradan başka bir konumuz daha var. Open Subtitles أتساءل عما علينا التكلم عنه هنا عدا عن تلف الكاميرا
    Proje-7'nin kılavuz sistemleri hasarlı. Open Subtitles نظم التوجيه المشروع 7 في معطوبة.
    Bunun; çeteye katılarak hapse girecek bir arpa boyu yol gidememiş hasarlı bir çocuğun hikâyesi olmadığını anladı. TED أدرك بأنني لست قصة طفل محطم ليس له مستقبل الذي كان مقدرًا له الانضمام للعصابة والذهاب إلى السجن.
    Bak, eğer o kadar hasarlı görülüyorsa, neden 5 yıl önce araştırmadılar? Open Subtitles عظامه لم تتحطم لكن قلبه تضرر أنظرِ، إذا لم يتضرر قلبه لماذا تعتقدين أنه
    Kalan, Tomin'in beyninin hasarlı olmadığını söylüyor, ama kendinde olmadığı çok açık. Open Subtitles يقول كالان ان تومن ليس متضرّر بالدماغ، لكن بشكل واضح هو لم يكون نفسه
    Sen genetik olarak Safkan'sın. Diğerleriyse hasarlı. Open Subtitles "أنت وراثيا "نقية" أما البقية ما زالو "تالفين

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more