"haset" - Translation from Turkish to Arabic

• الحسد
• حسد
• فتنة
• الشماتة

Çünkü baya suratsız görünüyorsun, ama sonra aniden haset gibi birşey oluşuyor yüzünde
لأنك تبدو مكتئباً جداً ولكن فجأة يبدو عليك الحسد أو ربما شيء آخر

Yalan aldatma, açgözlülük haset, iftira ve bağışlamayı ifade eden kelimeler buralarda hiç duyulmamış.
والعبارات التي تدل على الكذب الخداع ، و الجشع الحسد و الإفتراء و المغفرة

Onlar bütün kentlerde o dişi kurdu avlayacak Sonunda kurt Cehennem'in içinde kalacak Orası ki, haset ilk oradan çıkmıştır
هذا الكلب سيُطارد تلك المخلوقة طلوعًا ونزولًا حتّى يطعن* *بظهرها داخل الجحيم، حتّى يُحرّرها الحسد أوّلًا ويطلق سراحها.

Eğer dünyanın heryerindeki insanlar mutlu olursa ve yaşam standartları bizimkiyle eşit olursa, dünyada haset kalmaz ve savaşmak için daha az sebep olur.
لو كل الناس بكل مكان قانعون ومستوى معيشتهم عادل ومتوافق معنا لن يكون هناك حسد فى عالمنا

Dostlar birbirine eşit, ne haset var ne kavga
الصديق المتساو لا حقد ولا فتنة

haset gerçekten bir takım oyunu parçası değildir.
الشماتة ليست جزء من العمل الجماعي

haset yanıma yaklaşmayacak.
الحسد لن تصبح صديقتى

haset... ve Tüketicilik.
الحسد والإستهلاك

Bence haset burada.
أظن أن الحسد قد وصل

haset mi yoksa hiddet mi?
أهي الحسد أم الغضب؟

"haset" buraya gelsin.
-الشعب يستدعي " الحسد "ْ

Bu bir haset siyaseti.
- انها سياسة الحسد

haset
الحسد

haset ciddi bir günahtır, Mary!
الحسد خطيئة مُهلكة يا (ماري)

haset.
الحسد.

O masumiyetle bütün haset, kıskançlık, kin ve nefret duygularının üstesinden gelinebilir.
.. مع تلك البراءة .. يمكن لأي حسد أو غيرة حقد أو غضب أن يُهزم

Babanın başarısının fiyatı: haset ve kıskançlık
ذلك هو ثمن نجاح أبيك حسد وغيرة

- haset gidermek için mi geldin?
- هل اتيتِ من أجل الشماتة ؟