"hasta ediyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمرضني
        
    • بالغثيان
        
    • يصيبني بالمرض
        
    • اشمئزازي
        
    • يصيبك بالمرض
        
    • يشعرني بالاشمئزاز
        
    • يجعلكم مرضى
        
    • يجعلني مريض
        
    • يمرضك
        
    • إشمئزازي
        
    • تمرضك
        
    Aç gezerim. Talaş beni hasta ediyor. Open Subtitles أنـا أوّل من سأجـوع ذلك الأمـر يمرضني
    Çok mutlular, sırılsıklam aşıklar. Bu beni hasta ediyor. Open Subtitles وهم سعيدون و متحابون و هذا يمرضني
    Derebeyice sadakat duygularından kurtul. Beni hasta ediyor. Open Subtitles دع عنك هراء الولاء الإقطاعي ذلك يشعرني بالغثيان
    Seni aşağılamasına izin vermen beni hasta ediyor... aşağılanmak hoşuna mı gidiyor... Open Subtitles يصيبني بالغثيان كيفية سماحك له بأن يجعلك تعاني ، وكيف أنك تحب هذا
    Ben burada çalışırken, bu serserilerden birinin karımla yattığı aklıma geldikçe, düşüncesi bile beni hasta ediyor. Open Subtitles تفكيري في تسلّل أيّ من أولئك والذهاب للعبث مع زوجتي بينما أعمل تفكير يصيبني بالمرض
    Beni resmen hasta ediyor. Sıkıcı çocuksu gülüşü, kendini beğenmiş öz güveni. Open Subtitles تلك التكشيرة الطفولية العديمة الطعم، تثير اشمئزازي
    Kötülüğünün derinliği beni hasta ediyor. Open Subtitles إن فساده الشديد يمرضني
    O beni gerçekten hasta ediyor. Open Subtitles هذا يمرضني حقاً
    Bu iş beni hasta ediyor. Open Subtitles هذا الشيء يمرضني
    Balık kokusu beni hasta ediyor. Open Subtitles ... أوه هذا يمرضني
    Sana inanmış olduğumu düşünmek bile beni hasta ediyor. Open Subtitles عندما أفكر أننى صدقتك من قبل أصاب بالغثيان
    Düşünmek bile hasta ediyor. Open Subtitles أنا لا أرغب في التوقع لأن هذا يصيبنى بالغثيان
    Daha fazla düşünmek istemiyorum. hasta ediyor. Open Subtitles لا أريد أن أفكر بالأمر بعد الآن إنه يشعرني بالغثيان
    Hükümetimizin hala böyle çalışıyor olması beni hasta ediyor. Open Subtitles يصيبني بالمرض عندما افكر ان حكومتنا ما زالت تدير ذلك الطريق
    Kes şunu, Dennis. Beni hasta ediyor. Open Subtitles توقف, ذلك يصيبني بالمرض
    Hayır, sen çorba peşinde koşuyorsun. Senin gibiler beni hasta ediyor. Open Subtitles لا ، أنتِ تبحثين عن السبق الصحفي أمثالكِ يثيرون اشمئزازي
    - Aranıza asla katılmam. - İlaçlar seni hasta ediyor. Open Subtitles لن أنضم إليكم أبداً - الدواء يصيبك بالمرض -
    Ah... Bu beni hasta ediyor. Open Subtitles هذا يشعرني بالاشمئزاز
    O sizi hasta ediyor Open Subtitles إنه يجعلكم مرضى
    Ailenin hikayesnin sana ait olduğunu hiçbir zaman öğrenemeyecek olmaları beni hasta ediyor. Open Subtitles انه الان يجعلني مريض لذلك والديك لن يعرفوا بأنك كتبت تلك القصة
    Yemek yemek seni hasta ediyor. Open Subtitles الطعام يمرضك
    Yetişkinlerin ürettiği fikirler beni hasta ediyor. Open Subtitles الأفكار التي يخرج بهاالكبار تثير إشمئزازي
    Birdenbire artık akşam yemeği hazırlayamaz hale geliyorsunuz... çünkü ocaktan gelen gaz kokusu sizi hasta ediyor. Open Subtitles فجأة لا يمكنك الطبخ في المنزل بعد اليوم لأن رائحة الغاز من الفرن تمرضك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more