Genetik analiz için DNA'nı, bulaşıcı cinsel hastalık için de kan örneği veriyorsun. | Open Subtitles | وعليك أن تقدّم الحمض النووي للإختبار الوراثي ودمّ للفحص عن الأمراض المنتقلة جنسيًا |
Çoğu hastaneye baktığımızda birçok farklı hastalık için, bu büyük farkları görüyoruz. | TED | عندما ننظر إلى عدد من المستشفيات لعدد من الأمراض المختلفة، نرى هذه الفروق الكبيرة. |
Değişen şey bu fakat bir çok farklı hastalık için standart boyamaların hepsi aynı biçimde kalıyor. | TED | لذا هذا ماتغير، لكن الصبغات المثالية لا تزال كما هي بالنسبة للعديد من الأمراض المختلفة |
Eğer obezite metabolik hastalık için bir aracıdan başka bir şey değilse, ona sahip olanları cezalandırmak bizi iyi mi yapar? | TED | إذا كانت السمنة مجرد مفوّض أو موكل لمرض أيضي آخر، ما الذي نستفيده من معاقبة من لا يد لهم فيما حدث؟ |
Kısa bir süre içerisinde, belli bir hastalık için yaptığımız şeyi, her hastalık için yapmamız gerektiğini fark ettik. | TED | و بسرعة شديدة أدركنا أن ما كنا نفعله لمرض واحد يجب فعله لجميع الأمراض الأخرى |
Sağlıklı kalpleri olanlar için bu uygulama kan basıncını düşürebilir ve kardiyovasküler hastalık için risk faktörlerini azaltabilir. | TED | أما بالنسبة لمن يتمتعون بقلوب صحية، يمكن لهذه الممارسة خفض ضغط الدم وتقليل عوامل خطر التعرض للمرض القلبي الوعائي. |
Bir gün bunlardan bazıları, her tür hastalık için bedenimizde devriye gezebilir ve bu sırada tıkanmış atardamarlarımızı temizleyebilir. | TED | مثلًا قد تستطيع بعض هذه الآلات حراسة أجسادنا من الأمراض وفتح انسدادات الشرايين. |
Bana öyle geliyor ki bu hayvanların bazıları hastalık için test edilmeli. | Open Subtitles | يبدو إلى إنه... واحد من هذه الحيوانات يجب أن. تفحص من الأمراض |
New York Akıl ve Hafıza Enstitüsü her türden hastalık için potansiyel tedavi olarak optogenetik deneyleri yapıyormuş. | Open Subtitles | كان يجري تجارب بعلم الجينات التصويريّ كعلاج محتمل لشتّى الأمراض. |
Hasta ve hekimleri bir araya getiriyoruz her hastalık için tek tek neyin kalite olduğunu, neyi ölçmemiz gerektiğini tartışsınlar ve bu standartları küreselleştirelim diye. | TED | نحن نجمع بين كبار الأطباء والمرضى لنناقش، الأمراض واحد واحد، ما هي الجودة بالفعل، ما الذي يجب علينا قياسه، كي نجعل تلك المعايير عالمية. |
Bu senaryoda nadir ve ölümcül bir hastalık için yeni ilaç test edilmiştir. | TED | في هذا السيناريو، تختبر إحدى الدراسات عقارًا جديدًا لمرض نادر وقاتل. |
Emin değilim. Tamamen farklı bir hastalık için üretildi. | Open Subtitles | أنا لست متأكداً،لقد كان مصمماً لمرض أخر تماماً |
Bulaşıcı hastalık için kan alın. Ayrıca lupus için ANA testi yapın. | Open Subtitles | أخذ عينة دم لإستبعاد العدوى و الأجسام المضادة النووية لمرض الذئبة |
Eğer bir hastalık için tedavi bulabilirsen. | Open Subtitles | أنّه لو اكتشَفت علاجاً مجدياً لمرض واحد |
Tek bir hastalık için pahalı bir oyuncak. | Open Subtitles | هذه لعبة غالية للغاية لمرض واحد |
8 numaradaki adamın... geçirmediği hastalık için ilacım yok. | Open Subtitles | لا أملك لقاحاً للمرض الذي لم يكن نزيل الغرفة 8 مصاباً به |
Daha onları öldüren hastalık için bir tedavi bulmadım. | Open Subtitles | لم أجد علاجاً للمرض الذي كَانَ يَقْتلُهم |
Deri hücreleri, sinir hücreleri, doğru hastalık için doğru yuva. | Open Subtitles | الجهازين الخلوي والعصبي البيت المناسب للمرض المناسب |