hatırlayabildiğim kadarıyla, birkaç yıl önce öldüğünü öğrenince ondan çok büyük bir sevgiyle bahsetmişti. | Open Subtitles | , حسب ما أتذكره ذكر أنها كانت أول اعجاب له بعد ان ماتت منذ عدة سنوات |
Çünkü benim hatırlayabildiğim tek şey, mahallede ikinizin kuşları izlemesiyle ilgili küçük güzel hikayeler. | Open Subtitles | لأن كل ما أتذكره هو تلك القصص عن ذهابكما لمراقبة الطيور حول الحي |
Ama hatırlayabildiğim tek şey hayatımı berbat etmek için her şeyi yapmasıydı. | Open Subtitles | لكن كل ما أذكره أنه فعل كل شيء ليحول حياتي إلى جحيم |
hatırlayabildiğim, karlı kaplı ovalar ve köknar ağaçlarından oluşan bir koru. | Open Subtitles | كل ما أذكره هو روضة متصلة بشجر التنوب محاط بحقل من الثلج المعوج |
hatırlayabildiğim tek şey onun hastane yatağındaki hali. | Open Subtitles | أن الشيء الوحيد الذي أستطيع تذكره هو صورتها وهي على فراشها بالمستشفى. |
Problem üstüne problem var, Sanırım bu zamanı benim dünyadaki kısa zamanım içinde hatırlayabildiğim zamandan ayıran şey bu sorunların farkındalığıdır. | TED | هذه مشكلة بعد مشكلة، وأعتقد أن ما يفصل هذا الزمن من أي وقت استطيع تذكره في حياتي البسيطة على الأرض, هو إدراك هذه المشكلات |
ve hatırlayabildiğim tek şey de kafamda bir el bombasının patlaması oldu. | TED | والشئ الوحيد الذي اتذكره هو شعوري أن قنبلة قد اخترقت رأسي. |
Olay buralarda biyerde oluyor, hatırlayabildiğim kadarıyla, fakat şimdiye kadar olağan dışı birşey yok. | Open Subtitles | الحادثـة كانت بهذه المنطقـة بحســب مـا أتذكره لكـن حتى الآن لا شــيء خـارج عـن الطبيعــي |
Birkaç yıl önce kimyasal sızıntı ve sonra hatırlayabildiğim en eski söylentilere göre ağaçlar da lanetliymiş. | Open Subtitles | قبل الكبير تسرب مواد كيماوية بضع سنوات ثم الشائعات التي الاشجار مسكون، سنوات عديدة ما يعود إلى ما أتذكره. |
Tek hatırlayabildiğim orospunun götü. | Open Subtitles | كل ما أتذكره هو مؤخرة تلك العاهره |
Bütün hatırlayabildiğim sabahleyin heyecanla beni aradığıydı. | Open Subtitles | كل ما أتذكره أنه اتصل صباحا وهو متحمس لكن تلك الليلة... |
Tüm hatırlayabildiğim... sanki boğuluyormuş gibi nefes alamıyor olduğum. | Open Subtitles | ..... كل ما أتذكره هو عدم القدرة على التنفُّس |
Yüzünü tekrar görmek... hatırlayabildiğim tek şey 79, 60. | Open Subtitles | رؤيتي لوجهك من جديد الشيء الوحيد الذي أذكره هو 7960 |
hatırlayabildiğim ilk dost adresi tuşladım. | Open Subtitles | وطلبت أوّل عنوان غير مُعادٍ أذكره |
Sonrasında tek hatırlayabildiğim şey iki sene sonra bir kayak tatilinde olduğum. | Open Subtitles | كل ما أذكره هو وجودي في زورق أثناء قضائي للعطلة بعد مضي عامين مما حدث ثم لا أذكر ما حدث بعدها. كل ما أذكره هو وجودي في زورق أثناء قضائي للعطلة بعد مضي عامين مما حدث |
En azından hatırlayabildiğim kadarıyla. | Open Subtitles | أو هذا ما أذكره منها على الأقل. |
hatırlayabildiğim en kötü gün bir hastanedeydi. | Open Subtitles | أسوأ يوم أستطيع تذكره كان في المستشفى |
hatırlayabildiğim kadarıyla o savurgan, ben ise tutumlu olmuşumdur. | Open Subtitles | .... ما استطيع تذكره لفتره طويله هو دائماً مبذر , وانا حريصه |
Bu hatırlayabildiğim en iyi Noel. | Open Subtitles | هذا أفضل عيد ميلاد يمكنني تذكره |
hatırlayabildiğim tüm Morneauların üzerinden geçtim demin. | Open Subtitles | لقد تفقدت لتوى كل شخص أستطيع أن اتذكره بإسم مورنو |
hatırlayabildiğim kadarıyla, sadece biliyorum. | Open Subtitles | كل ما اتذكره , هو انني اجيدها |
Her şey çok hızlı gelişti, hatırlayabildiğim tek şey insanların belli belirsiz siluetleri. | Open Subtitles | مر كل شئ بسرعة كبيرة وكل ما اتذكرة كان رؤية ظلال الاشخاص |
hatırlayabildiğim kadarıyla içeriği şöyleydi: | Open Subtitles | لو أننى أتذكر بشكل سليم : فقد كتبت شىء مماثل لهذا |