| - Teşekkür ederim Liz. hatalı olduğunu kabul etmek büyüklük gerektirir. | Open Subtitles | يتطلب الأمر إمرأة كبيرة لتعترف أنها مخطئة |
| İlişkiyi ağırdan almanla ilgili hatalı olduğunu sanmam. | Open Subtitles | مهلاً، لا أعتقد أنها مخطئة بخصوص سيرك ببطئ في علاقتكما |
| Tamam ama hatalı olduğunu kanıtlarsam bir yıl boyunca kiliseye gelmek zorundasın. | Open Subtitles | حسناً ، ولكن إن برهنت أنك مخطئ. عليك أن تاتى للكنيسة لمدة عام. |
| Ekibimin hayatını tehlikeye attım ki sırf senin hatalı olduğunu kanıtlayabileyim! | Open Subtitles | خاطرت بحياة فريقي كي أبرهن فقط أنك مخطئ |
| Sadece hatalı olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل أن أخطئت فحسب |
| Sadece hatalı olduğunu söyle. | Open Subtitles | قل أن أخطئت فحسب |
| Sadece önümüzdeki 36 saat içerisinde kendime, babamın tüm hayatım boyunca hatalı olduğunu kanıtlamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أثبت لأبي أنه كان مخطئ حولي طوال حياتي |
| hatalı olduğunu ümit etmekten ve dua etmekten başka bir seçeneğimiz yok. | Open Subtitles | حسناً، ليس لدينا خيار إلاأن نأمل وندعو أنك على خطأ |
| Çok basit. Lynette hatalı olduğunu söyledi ben de kabul ettim. | Open Subtitles | ببساطة (لينيت) أعترفت أنها مخطئة , وأنا وأيدتها |
| Hadi hatalı olduğunu gösterelim. | Open Subtitles | لنثبت أنها مخطئة |
| Amy şimdiye kadar hatalı olduğunu anlamalıydı. | Open Subtitles | (من المفترض أن تكون (آيمي قد اكتشفت أنها مخطئة |
| Onun hatalı olduğunu düşünmediğim anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يعني أني أظنّ أنها مخطئة! |
| Ama hatalı olduğunu bildiğin için yalnız gittin. | Open Subtitles | لكنك ذهبت وحدك لأنك تعرف أنك مخطئ. |
| hatalı olduğunu kabul et. | Open Subtitles | اعترف أنك مخطئ. |
| Belki de uyanıp hatalı olduğunu anlamıştır. | Open Subtitles | ربما هو أفاق و أكتشف أنه كان مخطئ |
| Tam olarak hatalı olduğunu kanıtlayacağım şey de bu. | Open Subtitles | "وهذا بالضبط ما سوف أستعمله لإثباتك أنك على خطأ". |
| hatalı olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنك على خطأ |