Yarın saat 12:30 da havalimanında olacaksın, seni orada bekleyeceğim. | Open Subtitles | ستصلين إلى المطار الساعة 12: 30 غداً وسأكون بانتظارك هناك |
Dünyaya geri döndüğümde, havalimanında protesto ile karşılandım. | Open Subtitles | ثم عدت إلى العالم و أرى كل تلك الديدان فى المطار يحتجون علىّ و يبصقون |
Bölge halkı ardı arkası kesilmeyen hava saldırıları olduğunu, şehir havalimanında büyük çapta bir yangın olduğunu belirtiyor. | Open Subtitles | السكان المحليون يقولون بأن الموجات المتعاقبة خلفت دمارا كبيرا قرب المطار |
Baltimore havalimanında gerçekleşen bu olayın sonuçları çok kötü oldu. | Open Subtitles | ولكنها حصلت في نفس مطار بالتيمور ، ولكن بظروف أسواء |
Bu konunun havalimanında başıboş bırakılmış çocuklarla ilgisi yok ve sen de bunu biliyorsun. | Open Subtitles | الأمر ليس بشأن أطفال بلا إشراف في مطار وأنت تعرف هذا |
Vay canına! havalimanında birileriyle karşılaşmak çok tuhaf oluyor. | Open Subtitles | ياله من احساس غريب كيفية الركوض بين الناس في المطار |
Kıyağımı havalimanında yaptım. | Open Subtitles | لقد حصلت على بطاقة دخول مجانية في المطار |
Bu silahı, Scott havalimanında Matlock'ın adamlarından aldı. | Open Subtitles | هذا هو سلاح الذي اخذ من أحد رجال ماتلوك في المطار |
havalimanında Scott'ı vurmalıydın, Curtis. | Open Subtitles | لم يكن عليكَ ان تفقد سكوت في المطار , كورتيس |
havalimanında bir film yıldızı gibiydim adeta. | Open Subtitles | أعني، لقد شعرت مثل نجمة سينيمائيّة في المطار. |
Oranın müdürüne ulaştım, bana Maki'nin birkaç saat önce havalimanında bir yolcuyu aldığını söyledi. | Open Subtitles | لقد تواصلت مع المدير هناك واخبرني ان ماكي اكد توصيلة من المطار قبل بضع ساعات |
havalimanında ayakkabılarınızı çıkarmak zorunda kalmazdınız. | Open Subtitles | لن يتعين عليك خلع حذائك في المطار يمكنني قول ذلك لك |
havalimanında olmam lazım. Yakalamam gereken bir uçak var. | Open Subtitles | يجب ان اكون في المطار لدي طائرة لالحق بها |
Eğer havalimanında yakalanırsam, ABD Büyükelçiliği de olaya dahil olur ve oradaki sonuçlarına katlanırım. | Open Subtitles | و إذا تم إيقافي في المطار علي السفارة الأمريكية أن تتدخل لأتلقي عقابي هناك |
Sadece havalimanında çiçek sattıklarını sanıyordum. | Open Subtitles | وهنا اعتقد أنهم يبيعون الورود فقط في المطار |
Tamam, indiğimiz havalimanında bir kaç şey çalmış olabiliriz. | Open Subtitles | حسنا.. نحن ربما نكون قد أخذنا أشياء صغيرة من المطار عند هبوطنا |
Los Angeles havalimanında gelen ve giden yolcu terminalinin niye ayrı katlarda olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | اتعرفون لماذا المغادرين والقادمين في مطار لوس انجليس على مستويات منفصلة؟ |
Budapeşte'de, Liszt Uluslararası havalimanında güvenlik tarafından alı konuldu. | Open Subtitles | و لقد أمسك به أمن مطار ليسزت الدولي في بودابست |
Pekala, 7 numaralı yol üzerinde bulunan özel bir havalimanında çalışan birisinden ihbar geldi. | Open Subtitles | حسنـًا، الإتصال جاء من موظف في مطار خاصّ بمحاذاة الطريق السابع |
havalimanında bolca hostes olur değil mi? | Open Subtitles | المضيّفات عادة إلتقِ في المطارِ. |
havalimanında olmuş olmalı. Size veya Michael'a da yerleştirmiş olabilirler. | Open Subtitles | يجب أن أكون بالمطار ولكنهم استطاعو النيل من مايكل |