Yarın okulumuz havaya uçtuğunda adeta bir nesile aşılanmış olacak. | Open Subtitles | عندما تنفجر مدرستنا غدا، هو سيصبح نوع الشيء لإصابة جيل |
Şimdi imzanı alsam iyi olacak, böylece sen havaya uçtuğunda eBay'de satabilirim. | Open Subtitles | لدي توقيعك الخاص لبيعها على موقع أي باي عندما تنفجر. |
Yani, bir okul otobüsü havaya uçtuğunda ve bunu daha önce görmediysek, yeni ve değişik olana karşı olan genel eğilimimiz harekete geçer. | TED | إذاً، تعرفون، عندما تنفجر حافلة مدرسة ولم نرى ذلك من قبل، إتجاه نزعتنا يتم توجيهها وتفعيلها نحو النموذج غير المألوف والجديد. |
Laboratuvar havaya uçtuğunda Ed'in oğlu patlamada öldü. | Open Subtitles | عندما انفجر المختبر ابن ايد مات في الانفجار |
Mutfak havaya uçtuğunda ben de tam evden çıkıyordum. | Open Subtitles | . . كنت راحل عندما عندما انفجر المطبخ |
Bacağına saplanan bir kurşundan ve yüzündeki birkaç sıyrıktan kurtulmuş olabilir ama şahsen kafatasının yarısı havaya uçtuğunda ne yapacağını görmek istiyorum. | Open Subtitles | ربما يمكن أن تتعافى من طلقة فى القدم أو من بضع جروح قطعية فى الوجه لكننى شخصياً، أود أن أرى كيف ستتعافى من تفجير جمجمتها |
Ambar havaya uçtuğunda mor gökyüzünden düştü. | Open Subtitles | سقطت من الضباب الأرجواني عندما انفجرت الغرفة الأرضية |
Herşey havaya uçtuğunda bile. | Open Subtitles | ليس حتى عندما تنفجر أشياء |
Yaşlı kadın havaya uçtuğunda, CBC'yi de yanında götürecek. | Open Subtitles | لقد نجحنا عندما تنفجر العجوز سوف تنسف مبنى (سي بي سي) بالكامل |
Sanırım varsayabiliriz ki, tüm Kripton baharatları Kripton havaya uçtuğunda yok olmuştu. | Open Subtitles | أعتقد أنه من الآمن بمكان افتراض "أن كل البهارات "الكريبتونبة "قد دُمّرت عندما انفجر كوكب "كريبتون |
Bacağına saplanan bir kurşundan ve yüzündeki birkaç sıyrıktan kurtulmuş olabilir ama şahsen kafatasının yarısı havaya uçtuğunda ne yapacağını görmek istiyorum. | Open Subtitles | ربما يمكن أن تتعافى من طلقة فى القدم أو من بضع جروح قطعية فى الوجه لكننى شخصياً، أود أن أرى كيف ستتعافى من تفجير جمجمتها |