| Sadece buzu sürekli parçalayarak havayla temas sağlayabilmektedirler, ama bu da dişlerinin çok kötü aşındığı anlamına gelir. | Open Subtitles | ..فعبر قشط الجليد يتمكنون من الإبقاء على منفذ للوصول للهواء ولكن هذا يعني أن أسنانهم تصبح بالية بسرعة |
| Ben Epps olsaydım, uzun süre havayla temas ettiğinde doğasını değiştirecek bir şey kullanırdım. | Open Subtitles | تتغير تركيبته بعد فترة من ملامسته للهواء |
| Ama, Tarım Bakanlığı'na soracak olursanız burası hijyenik değil, açık havayla temas ettiği için. | Open Subtitles | كما ترون وفقا لمنظمة الغذاء والدواء العالمي هذا غير ضروري لانها مفتوحة للهواء |
| Çok sığ ise de, gelgit sonucu havayla temas riski olur. | Open Subtitles | وإن كان سطحياً فيتهدّدهم خطر التعرّض للهواء في الجزْر. |
| Orijinal sıvı havayla temas edince atomlarına ayrıldı. | Open Subtitles | جرت تجزئة السائل الأصلي لجزئيات عندما يتعرض للهواء. |
| Su altında yukarıda kopan fırtınalardan korunur ama nefes alabilmesi için yıl boyunca havayla temas etmesi gerekmektedir. | Open Subtitles | عندما تبقى تحت المياه تكون محمية من العواصف بالأعلى لكن , يجب أن تُبقي على منفذ يوصلها للهواء طوال العام حتى تتمكن من التنفسٍ |
| Kanın soğuk havayla temas ettiğinde donduğu için kanaman durdu. Buranın üzerine bastır. | Open Subtitles | ذلك لأن دمك يتجمد عند ملامسته للهواء ...أمسك استمر بالضغط عليها |
| Bomba havayla temas kurarsa patlarmış. | Open Subtitles | القنبلة ستنفجر إذا تعرضت للهواء |
| - havayla temas edince erimiş olmalı. | Open Subtitles | لابد أنها ذابت عندما تعرضت للهواء - |