"hayal ettim" - Translation from Turkish to Arabic

    • حلمت
        
    • تخيلت
        
    • أتخيل
        
    • أحلم
        
    • تخيلتُ
        
    • حلمتُ
        
    • اتخيل
        
    • أتخيلك
        
    • تخيلتك
        
    • تخيّلت
        
    • فكرت فيك و
        
    • تصورت
        
    • تخيلتنا
        
    • وحلمت
        
    • حاولت تخيل
        
    Ben de hep unutamayacagim büyük bir dügün hayal ettim. Her kiz öyledir. Open Subtitles حلمت دائماً بأن أحظى بزفاف كبير من مدة طويلة كل البنات يتمنن ذلك
    12 yaşımdan beri bir astrofizikçi olmayı hayal ettim. TED حلمت بأن أصبح عالمة من علماء الفيزياء الفلكية منذ أن كنت في 12 من عمري.
    Onunla tekrar karşıladığımızı hayal ettim, ama bunun olacağına inanmadım... Open Subtitles تخيلت أن ألتقي به مرة أخرى لكني لم أصدق ذلك
    Küçük bir kız olarak, bir gün kaçan giden biri olmayı hayal ettim. TED عندما كنت طفلة، تخيلت دائمًا أنني سأهرب بعيدًا يومًا ما.
    Rafa önündeki X ile cebelleşirken ben de babasını duşta hayal ettim. Open Subtitles وبينما كان رافا يتصارع مع ص. كنت أتخيل رافا, الأب وهو يتحمم
    tıpkı küçüklüğümdeki gibi hayal kurmaya başaldım ve kendimi zarif bir şekilde yürürken, seyahatim boyunca başkalarına yardım ederken ve tekrar snowboard yaparken hayal ettim. TED كما كنت أحلم في الماضي وتخيلت نفسي أمشي بفخر أُساعد الآخرين خلال رحلتي وأتزلج من جديد.
    Her gün okula giderken hep bir sonraki köşede olduğunu hayal ettim. Open Subtitles في طريقي إلى المدرسة كل يوم تخيلتُ أنكِ عند الزاوية القريبة
    Belki gezegenlere olan ilgimden belki de buna duyduğum hoşnutsuzluktan ama hatırladığım kadarıyla hep uzaya gitmeyi hayal ettim. Open Subtitles لربما إنهُ حبي للكواكب الخارجية أو كُرهي المتزايد لكوكبنا و لكنني حسب ما أتذكر دائماً أنني حلمتُ بالسفر للفضاء
    Birçok bilim insanı gibi, insanlarda genetik hastalıkları tedavi edebileceğimiz hatta belki de tamamen iyileştirebileceğimiz bir gelecek hayal ettim. TED مثل العديد من العلماء، قد حلمت في مستقبل نستطيع فيه أن نكون قادرين على علاج أو حتى ربما شفاء الأمراض الوراثية البشرية.
    Küçüklüğümden beri Birleşmiş Milletler'de çalıştığımı hayal ettim, dünyanın en sıkıntılı bazı ülkelerinde. TED منذ أن كنت طفلة، حلمت بالعمل مع الأمم المتحدة في أكثر البلدان الحرجة في العالم.
    Her gece peynir ve kızarmış ekmek hayal ettim. Open Subtitles في كثير من الليالي حلمت بالأجبان الأجبان المحمصة على الغالب
    10 yıldır, işte bu anı hayal ettim. Open Subtitles لقد حلمت بذلك عشر سنوات أن أراها مرة أخرى
    Uyandım ve bir an için hâlâ uzakta olduğunu zannettim ve dönmüş olmanı hayal ettim. Open Subtitles استيقظت للحظه و ظننت انك لازلت بعيدا وكنت قد حلمت قبلها بانك عدت
    Hesap makinemin altında bir fare donanımı ve savaş uçaklarındaki gibi bir baş üstü göstergesi hayal ettim, TED تخيلت أن آلتي الحاسبة تحتوي على جزء فأرة في الجزء السفلي منها وشاشة عرض علوية، مثل تلك في الطائرة المقاتلة.
    Orada duruyordum, yalnızca 14 yaşındaydım ve aynı durumda bir insanın olduğunu hayal ettim, çünkü bu kuş kendine yardım edemezdi. TED كنت واقفًا هناك، مجرد صبي ذي أربعة عشر ربيعًا، وعندها تخيلت إنسانًا في موقف مماثل، لأن هذا الطير كان بلا حول ولا قوة.
    O günleri hatırlıyorum, olduğum odaya yürürken, Manson'un nasıl bir hücrede yaşadığını hayal ettim. TED أتذكر البارحة، بينما كنت أسير إلى الغرفة التي أقيم فيها، تخيلت نوع الزنزانه التي من الممكن أن يكون مانسون قد عاش فيها.
    Tüm bu sohbet boyunca kendimi, ikimizin arasındaki tahtta oturup, konuşmamızı izliyor olarak hayal ettim. Open Subtitles خلال هذه المحادثة كنتُ أتخيل نفسي جالساً على عرش بيننا أشاهد كلّ مايحدث
    Bazen kaya levhası ve kontraplak hayal ettim. TED دعوني أخبركم, أحيانا أحلم بصخور ورقية و خشب رقائقي.
    Bazı şeyler hayal ettim, anlıyor musun? Open Subtitles تخيلتُ شـيئاً لك يكن له وجود. هل تفهمني؟ لا.
    Hep günün birinde cennete gidip sonsuza dek ailemle olmayı hayal ettim. Open Subtitles لقد حلمتُ دائماً بالذهاب إلى الجنة يوماً ما والخلود هناك مع عائلتي.
    O verandayı hayal ettim de... Open Subtitles انا استطيع فقد ان اتخيل جلسة أمام المنزل.
    Seni, bir genç kızı demiryolu raylarına bağlarken hayal ettim. Open Subtitles أنا أتخيلك تربطين فتاة صغيرة بسكة الحديد
    Seni ve Rijul'u birbirinize aşk ve kibarlıkla bakıp, gülümserken hayal ettim. Open Subtitles لقد تخيلتك أنتى وجور تبتسمون وتنظرون الى بعضكم البعض بنظرة عطف وحب
    Kağıt çıktılar ve delikli kartları düşünmek yerine sihirli bir tahta hayal ettim. Kelime işlemcinin sayılarla olan hali gibi bir sayıyı silip oraya yeni bir sayı yazdığımızda bütün diğer sayılar otomatik olarak değişecekti. TED بدلاً عن التفكير في المطبوعات الورقية والبطاقات المخرومة، تخيّلت سبورةً سوداء سحرية إذا ما مسحت رقماً واحداً وكتبت شيئاً جديداً مكانه، تتغير بقية الأرقام تلقائياً، مثل معالجة الكلمة بالأرقام.
    Banyoda olduğunu hayal ettim. Open Subtitles فكرت فيك و أنا استحم
    Bir an sizi böyle çamaşır katlarken hayal ettim de. Open Subtitles ..انت تعلم, لقد لقد تصورت منبه البيض ينطلق
    Sadece, ikimizi annemle babamın yemek masasında otururken hayal ettim de. Open Subtitles تخيلتنا فقط نجلس أنا و أنت على طاولة الطعام مع والديَّ
    Ve hep onunla karşılaştığımda düğün gecesine kadar bekleyeceğimizi, ve son fedakarlığı o geceye saklayacağımızı hayal ettim. Open Subtitles ، وحلمت أنه عندما التقي به . أننا سننتظر حتى ليلة الزفاف ، ليهب أحدنا نفسه للآخر
    Kendimi onların yerinde hayal ettim ve cesaretlerinden ve azimleri karşısında şaşırdım kaldım, böylesine bir kayıp durumunda hem de. TED لقد حاولت تخيل نفسي في أوضاعهم، وكنت أتواضع تماماً من شجاعتهم وتصميمهم في مواجهة مثل هذه الخسائر الفادحة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more