| Sen onun kötü hâlini hiç görmedin. Tekrar bir hayatı var artık. | Open Subtitles | لم ترين أبداً مدي السوء الذي كان فيه لديه حياة مرة أخري. |
| Nasıl beceriyorlar bilmiyorum ama benden başka herkesin kendine ait bir hayatı var. Crosby öyle. | Open Subtitles | لا أعلم كيف يحدث ذلك ، لكن يبدو بأن الجميع لديه حياة خاصة به |
| Biliyorum duyması zor ama, onun şimdi bir hayatı var. | Open Subtitles | أعرف أنه من الصعب سماع هذا, لكن لديها حياة الآن |
| Hiç sosyal aktivitesi olmayan, münzevi bir hayatı var. | Open Subtitles | لديها حياة عزلة مؤلمة بدون احتكاك اجتماعي |
| - Artık bir hayatı var. Büyüdü | Open Subtitles | ـ لقد كبرت واصبح لديها حياتها. |
| Kendi ayrı hayatı var değil mi? | Open Subtitles | لديها حياتها الخاصه أليس كذلك؟ |
| Annesi, arkadaşları yanında. Bir hayatı var. | Open Subtitles | حسناً ، لديها أم وأصدقاء وحياة كاملة |
| Bazılarımızın dönmesi gereken sosyal bir hayatı var. | Open Subtitles | البعض منّا لديه حياة إجتماعيّة عليه العودة إليها. |
| Babana ne dersin, yeni bir hayatı var yeni çocukları, yeni yeni boklar. | Open Subtitles | حسن، ماذا عن أبي؟ لديه حياة جديدة وأبناء جدد وما شابه. |
| Doğru ama bazılarımızın dönmesi gereken hayatı var. | Open Subtitles | نودّ، لكن بعضنا لديه حياة يودّ العودة إليها. |
| Harika bir hayatı var. İstediği her şey alınıyor. | Open Subtitles | لديه حياة رائعة، ويحصل على كل ما يشتهيه |
| Onun da bir hayatı var. Cevabı da hayır. Geri dönmeyecek. | Open Subtitles | لديه حياة الآن، الإجابة بالرفض، لن يعود |
| Haylee'nin New York'ta güzel bir hayatı var harika bir işi, iyi arkadaşları. | Open Subtitles | هايلي لديها حياة رائعه في نيويورك وظيفه مذهله, أصدقاء رائعين |
| Onun gibi birisiyle hiç tanışmamıştım. Muhteşem bir hayatı var. | Open Subtitles | لم اقابل مثلها ابدا لديها حياة مدهشة |
| Onun da bir hayatı var sonuçta. | Open Subtitles | أقصد ، أن لديها حياة ، كما تعلم |
| Kendine ait bir hayatı var. | Open Subtitles | لديها حياتها الخاصة. |
| Bazen aklımdan aramak geçiyor. Ama Alex'in kendi hayatı var. Hayatında yerim var mı, onu bilmiyorum. | Open Subtitles | ولكن (أليكس) لديها حياتها الخاصه ، ولا عرف ما هو دوري فيها ، هل أنتهيت ؟ |
| Bir hayatı var. | Open Subtitles | لديها حياتها معا. |
| Ailesi ve güzel bir hayatı var. | Open Subtitles | رجل دين، وله عائلة وحياة طيّبة |
| Dindar bir adam. Ailesi ve güzel bir hayatı var. | Open Subtitles | رجل دين، وله عائلة وحياة طيّبة |
| Kendine ait bir hayatı var. | Open Subtitles | الطفل يكبر لديه حياته الخاصة الآن |
| - Josh gibi konuştun. - Burda bir hayatı var. | Open Subtitles | أنتَ تتحدث مثل جوش إن لديهِ حياةٌ هنا |
| Sorunlu bir hayatı var ama, onun için hala ümit var. | Open Subtitles | إن حياته كانت مضطربه |