Böylelikle 18 ay önce hayatımı değiştiren bu maili aldım. | TED | هكذا قبل 18 شهرا وصلت هذه الرسالة التي غيرت حياتي. |
Büyük bir andı ve kesinlikle hayatımı değiştiren bir andı. | TED | لقد كانت لحظة عظيمة، وقد غيرت حياتي تماماً. |
Çocuklar, bu hayatımı değiştiren taksi yolculuğumun hikâyesidir. | Open Subtitles | يا أولاد هذه قصة سيارة الأجرة التي غيرت حياتي |
Sevgi ve merhamet göstermek üzerine kurulmuş hayatımı değiştiren adamla. | Open Subtitles | الرجل الذي غير حياتي في بلاد نشأت على المحبة والتراحم |
hayatımı değiştiren şefe hediye olarak birkaç sene sonra koro için bir parça yazmaya karar verdim. | TED | قررت ان اكتب قطعة للجوقة بعد بضع سنين كهدية لقائد الجوقة الذي غير حياتي |
İşte hayatımı değiştiren | Open Subtitles | "هكذا اتضح لي كيف ستكون حياتي" |
Bu hayatımı değiştiren araba kazasından önceydi. | Open Subtitles | فقد كان ذلك قبل الحادثة التي غيرت مجرى حياتي |
Bütün hayatımı değiştiren bu çocuğu çok seviyorum. | Open Subtitles | أحب هده الطفلة كثيرا,لأنها غيرت حياتي بأكملها. |
Beni kenara çekti ve hayatımı değiştiren iki küçük söz söyledi. | Open Subtitles | الذي إصطحبني جانبا، وقال ثلاث، كلمات غيرت حياتي |
hayatımı değiştiren yalnızca hap değil, sensin de. | Open Subtitles | ليست الحبوب فقط من غيرت حياتي انت فعلتي. |
Sevdiğim, hayatımı değiştiren kıza hakaret etti! | Open Subtitles | لقد أهانت الفتاة التي أحبها الفتاة التي غيرت حياتي |
Sonra hayatımı değiştiren kitabı ona verecektim. | Open Subtitles | ثم أتشارك معها بالكتب التي غيرت حياتي |
[Bu konuşma yetişkin içeriklidir] Beş yıl önce, hayatımı değiştiren bir telefon aldım. | TED | (يحتوي هذا الحديث على محتوى للبالغين) منذ خمسة أعوام، تلقيت مكالمة هاتفية غيرت حياتي. |
Bu tuhaf sessizlik anında geriye kalan tek şey... sanatı, tutkusu ve güzelliğiyle hayatımı değiştiren kız, Peyton'du. | Open Subtitles | ومابقي في ذلك الصمت الغريب المكبوت كان (بيتون) فقط الفتاةُ التي غيرت حياتي بفنها و عاطفتها و جمالها |
hayatımı değiştiren gece. | Open Subtitles | الليلة التي غيرت حياتي |
Edie Teyzeye yardım etmek için yaptıkların? çıtt. Benim hayatımı değiştiren bir ton şey var... güreş amigoluğu, Justin Bieber'ın Noel Albümü, | Open Subtitles | - لاابالي - (او المرة التي ساعدت فيها عمتك (ايدي - ملل - حسنا لدي اطنان الامور التي غيرت حياتي المصارعة ,الالبوم الغنائي لعيد الميلاد لجستين بيبر مواعدة مات |
Neredeyse iki sene önce hayatımı değiştiren bir telefon aldım. | TED | قبل ما يقارب العامان، تلقيتُ اتصالًا غير حياتي. |
İki hafta bütün hatalarını listeledikten sonra hayatımı değiştiren önemli bir karar aldım. | Open Subtitles | بعد أسبوعين من تعداد كل أخطائة إتخذت قراراً غير حياتي |
hayatımı değiştiren sadece hap değildi, bu sendin. | Open Subtitles | ليست الحبوب هي فقط من غير حياتي انتي ايضا |
Bu durumu daha erken bir noktada tespit edebilir miyiz, buna müdahale edebilir miyiz ve bunu tedavi edebilir miyiz, size söyleyebilirim ki, muhtemelen, geçtiğimiz on yıl içinde benim hayatımı değiştiren şey; şu nosyon oldu: bu durumu, | TED | لو استطعنا تحديد هذه الحالة في وقت مبكر, والتدخل والعلاج, أستطيع أن أقول لكم, وهذا كان على الأرجح ما غير حياتي في العشر سنوات الأخيرة, فكرة أننا نستطيع قطعا تخفيف |
İşte hayatımı değiştiren | Open Subtitles | "هكذا اتضح لي كيف ستكون حياتي" |
Arkadaşım Josef ise farklı bir anlayışa sahip ...ahlak ve vicdan sahibi olduğunu biliyorum ve bunu anlıyorum... 22 yıl önce tüm hayatımı değiştiren bir dava aldım | Open Subtitles | صديقي يعقوب لديه طريقة مختلفة أَعْرفُ بأنّك عِنْدَكَ الأخلاقُ وتورع، وذلك رفيعُ... قبل 22 سنه مضت أخذت قضية غيرت مجرى حياتي |