| Ama haklı olduğu bir nokta var, Gigi. Kendi hayatını yaşamaya başlamalı ve gerçekleşmeyecek şeyleri beklemeyi bırakmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تبدأي بعيش حياتك و التوقف عن إنتظار حدوث أشياء لن تحدث |
| Yalana inanmak istiyorsan git, hayatını yaşamaya devam et. | Open Subtitles | إذا أردت أن تعيش الكذب فاستمر بعيش حياتك |
| Tatlım, hayatını yaşamaya başla. | Open Subtitles | عزيزتي عليك البدء بعيش حياتك |
| Annemi sevdiğini biliyorum, ama kendi hayatını yaşamaya kadar verdi,bu onun seçimi. | Open Subtitles | أعرف أنكِ تحبين أمي، لكن كيف تعيش حياتها هذا قرارها الشخصي |
| Yine de hiçbir şey olmamış gibi... hayatını yaşamaya devam ediyor. | Open Subtitles | و الآن هي تتصرّف و كأن شيئاً لم يحدث... تعيش حياتها كالسّابق |
| İyidir o. Sadece hayatını yaşamaya çalışıyor, değil mi? | Open Subtitles | لا بأس به، هو يحاول أن يعيش حياته وحسب. |
| Vern'in hayatını yaşamaya hakkı var. | Open Subtitles | أعني ، لدى (فيرن) الحق في أن يعيش حياته |
| Git ve hayatını yaşamaya devam et. | Open Subtitles | استمرّ في عيش حياتك -وليبارك لك الربّ -حسنٌ |
| - hayatını yaşamaya başla. | Open Subtitles | ـ أبدأ بعيش حياتك |
| hayatını yaşamaya başlamalısın dostum. | Open Subtitles | يجب أن تبدأ بعيش حياتك. |
| -Onun da kendi hayatını yaşamaya hakkı var. -Geçti, canım. | Open Subtitles | لديها الحق , بأن تعيش حياتها - لا بأس , حبيبتي - |
| Tamam ama hayatını yaşamaya başlamak için çok bekleme, Phil. | Open Subtitles | حسناً , لكن لا تنتظر لفترة (طويلة لبدأ عيش حياتك يا (فيل |
| hayatını yaşamaya başlıyorsun sadece. | Open Subtitles | . لقد بدأت عيش حياتك |