| yetimlerin sayısının artmasıyla yalnız 5 çocuk bu acımasız hayatta kaldılar. | Open Subtitles | خمسةُ أطفال فقط هُمُ الذين نجوا فى ظِل هذه الظروفِ العصيبه. |
| Ebola virüsü hastalığına yakalanan insanlar bunu atlatıp hayatta kaldılar. | TED | الناس الذين كانوا مصابين بفيروس إيبولا في الواقع عاشوا من خلال ذلك و نجوا. |
| Ve Herodot'a göre, onlar, bu şekilde 18 yıl geçirdi, bir gün yiyip ertesi gün oyun oynayarak kıtlıkta hayatta kaldılar, | TED | ورواية عن هيرودوت, فقد أمضوا ١٨ عام على ذلك الحال، نجوا من مجاعة، بالأكل يوم واللعب اليوم التالي. |
| hayatta kaldılar ve şekil tanıma genlerini tüm faydalarıyla beraber sonraki nesillere aktardılar. | Open Subtitles | نجوا و مرروا جينات تمييز الأنماط هذه مع فوائدها الواضحة. |
| Basit numaraları kullanarak binlerce, belki milyonlarca yıl hayatta kaldılar. | TED | التي نجت لألاف و ربما ملايين السنين بإستخدام حيل ومعارف بسيطة |
| Böylece ya birlikte hayatta kaldılar ya da beraber başarısız oldular. Yani topluluk çok başarılıydıysa topluluktaki tüm bireyler evrim tarafından desteklenerek daha fazla yinelenirdi. | TED | وبالتالي نجت أو أنها فشلت ككل، وهذا يعني إن كان المجتمع ناجحآ جداً، كل الأفراد في ذلك المجتمع تكررت أكثر وكانت مفضلة تطوريا. |
| Dinozorların yok oluşunda bile hayatta kaldılar. | TED | وإنهم نجوا من إنقراض الديناصورات. |
| Onlar dört kitlesel yok oluşta, hayatta kaldılar. | Open Subtitles | لقد نجوا من أربعة عمليات إنقراض جماعية |
| Çünkü hayatta kaldılar. | Open Subtitles | لأن.. تعلمي؟ لقد نجوا منها. |
| Başkan ve yolcular hayatta kaldılar. | Open Subtitles | الرئيس و المسافرون قد نجوا. |
| hayatta kaldılar. Bize rağmen. | Open Subtitles | لقد نجوا منها، بالرغم من هذا |
| hayatta kaldılar. | Open Subtitles | نجت |