| hazır olduğum zaman çıkacağım. Asla gün ışığında olmaz. | Open Subtitles | سأخرج عندما أكون مستعدة و ليس أبدا فى ضوء الشمس |
| Söyledim ya, hazır olduğum zaman konuşuruz. | Open Subtitles | أخبرتك , سوف نتحدث عن ذلك عندما أكون مستعدة. |
| Söz veriyorum daha sonra hazır olduğum zaman vallahi de billahi de izin vereceğim. | Open Subtitles | أترى لاحقا عندما أكون مستعدة لاحقا, |
| - hazır olduğum zaman geri döneceğimi söyle. | Open Subtitles | أخبريهم بأني سأعود حينما أكون مستعداً للعودة. |
| hazır olduğum zaman geleceğim. | Open Subtitles | سأتي عندما أكون جاهزة. |
| hazır olduğum zaman, doğru adamı bulamadım. | Open Subtitles | وعندما كنت مستعدة لم اقدر ان اجد الرجل المناسب |
| - Bitirmeye hazır olduğum anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | هذا لايعني أنني مستعدة للتخرج أنتِ مستعدة |
| - hazır olduğum zaman söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أخبره عندما أكون مستعدة. |
| - hazır olduğum zaman söyleyeceğim. | Open Subtitles | سوف أخبره عندما أكون جاهزة. |
| Nihayet onunla yapmaya hazır olduğum her türden şeyi yapıyorlardı. | Open Subtitles | من حصة الأسبانية يفعل كل الأشياء التي كنت مستعدة أخيراً لأمارسها معه" |
| Bu, göze almaya hazır olduğum bir risk. | Open Subtitles | لقد كنت مستعدة لهذه المجازفة |
| Senin buna hazır olman, benim de hazır olduğum anlamına gelmez. | Open Subtitles | - أعرف ليس لمجرد أنكما مستعدان لهذا أنني مستعدة كذلك |