Düşünmeden yaptım... ve seni hazır olmadığın bir şey için zorladım. | Open Subtitles | لقد غرقت في الحب، و اندفعت نحو شيء لست مستعدة له |
- Henüz hazır olmadığın bir şeyle sonuçlanmasını istemezsin. | Open Subtitles | مدرب في المدرسة أنا لا أعرف مالذي يحدث أنت لا تريدين ان ينتهي بك المطاف في حالة لست مستعدة لها |
Ve bence hazır olmadığın bir şey yapmamalısın. | Open Subtitles | واعتقد انه لا يجب عليك أن تفعلي شيء لست مستعدة له |
Öyle mi? hazır olmadığın bir bağlanmadan önce tecrübe etmen gereken çok şey var. | Open Subtitles | لديك الكثير لتمر به قبل ان تتعهد لشيء لست مستعد من أجله |
hazır olmadığın için ayrılmaya karar verdin. | Open Subtitles | انت قررت الانفصال لأنك لست مستعد |
Dinle, biliyorum ki, seni kafanın içinde daha gitmeye hazır olmadığın bir yerlere zorladım ve çok üzgünüm, eğer... | Open Subtitles | إسمع , أعلم أننى قد دفعتك للإفضاء عما برأسك , وأنك لم تكن مستعداً للإستمرار |
Bana kalırsa bu zamanı, daha önce yapamadığın ya da yapmaya hazır olmadığın şeyi yapmaya harcamalısın. | Open Subtitles | أعتقد أنكَ تحتاج الوقت لعمل مالم تكن مستعداً أو قادراً على عملهِ |
Bana kalırsa, vazgeçmeye hazır olmadığın için ona anlatmadın. | Open Subtitles | اظن انك لم تخبريه لأنك لست مستعدة للتخلّي عن هذا |
Yani hazır olmadığın bir şey yapmanı istemem. | Open Subtitles | لا اريدكٍ ان تفعلي شيئاً لست مستعدة له |
Garip falan değil. Bu senin hazır olmadığın anlamına geliyor. | Open Subtitles | إنه ليس غريب ، هذا يعني أنك لست مستعدة |
Görüşüm göreve hazır olmadığın yönünde. | Open Subtitles | رأيي أنك لست مستعدة للخدمة |
Ama sen hazır olmadığın sürece bunu kendime yapmayacağım. | Open Subtitles | لكني لن أقوم بذلك لنفسي إذا لم تكن مستعداً. |