O zaman ikiniz çocukları okula hazırlarken bana yardım etseniz? | Open Subtitles | إذاً لم لا يساعدني الاربعة أزواج في تجهيز الاطفال للمدرسة؟ |
Güvenli mekan, hazırlarken iki şey önemlidir, ...gelenleri bilmeniz gerekir, ...ve koruduğunuz kişilerin gitmesi gerekirse çıkacakları bir yer ayarlamanız gerekir. | Open Subtitles | ... تجهيز بيت آمن يعتمد على شيئين يجب أن تعرف طبيعة الأشخاص الذين يتبعونك ؟ ... وأن تعرف أن الذين تحميهم |
Ben şarkıyı hazırlarken sen de reklamın arkasından bir şeyler söyle. ...ben şarkıyı hazırlarken... | Open Subtitles | تحدثي عن أي شيء بعد هذا الأعلان إلى حين أن أجهز الأغنية |
Ben noter mührümü hazırlarken sen de dikkatlice oku. "5. | Open Subtitles | لمَ لا تبدأين بالاطلاع عليه بينما أجهز ختمي المعتمد |
Biliyorum çünkü masraf raporlarnı hazırlarken pet şişeyi masanın altına götürdü. | Open Subtitles | أعرف هذا لأنّه فعلها في قنينة صودا فارغة ,تحت المكتب بينما كان بملأ تقرير النفقات |
Ben yemek hazırlarken sen de kemanını kurup biraz alıştırma yapar mısın? | Open Subtitles | أرجوك جهز نفسك للتمرن على الكمان بينما أحضر العشاء |
Dişçi malzemelerini hazırlarken sarışın sandalyeye oturur. | Open Subtitles | وجلست على الكرسي ، بينما الطبيب كان يجهز الأدوات |
Miaolar tarlalarını ekime hazırlarken kırlangıçlar yuvalarını onarmak için çamur toplayıp yeni sürülmüş tarlaların arasındaki böcekleri kovalıyorlar. | Open Subtitles | بينما يستعد أهالي "المياو" لزراعة الأرز الطيور البالعة تجمع الطين لبناء أعشاشها و تلاحق الحشرات عبر الحقول المحروثة |
Kyung Rim'i hazırlarken çok yoruldum, eve gidip dinleneceğim. | Open Subtitles | ،لقد كنتُ متعبة من تجهيز كيونغ ريم .سأتجه إلى المنزل وأستريح |
- Biberonunu hazırlarken onu tutar mısın? | Open Subtitles | إحملها لأتمكن من تجهيز رضاعتها -هلا حملتها؟ -أنا؟ |
Tulip'le sen burayı hazırlarken harika iş çıkardınız. | Open Subtitles | انت و (تيوليب) فعلتم شيئ عظيما في تجهيز هذا. |
Ben antidotu hazırlarken onu sabit tutun. | Open Subtitles | سيطروا عليه بينما أجهز الدواء |
Ben burada her şeyi hazırlarken Amy'ye söyleriz onu dışarı çıkarır. | Open Subtitles | سنجعل (أيمي) تأخذها خارجاً... بينما أجهز كل شيء هنا. |
Gün boyunca yemek hazırlarken dokunduğu tüm malzemelere bakın. Hayatının küçük bir parçası olan bilgisayarı köşede duran şu üzgün eşya. | TED | انظروا إلى كل المكونات التي لمسها خلال اليوم، بينما كان يحضر الطعام، والحاسوب يمثل جزءًا ضئيلًا من حياته، هذا الشيء البائس في الزاوية. |
hazırlarken mi bıraktı ? | Open Subtitles | اليسار بينما كان تحميل؟ |
Dunedain efendileri ve Eldrond'un oğulları planlarını hazırlarken, | Open Subtitles | (لكن بينما كان لورد( دينادين وأبناء( إلروند) يضعون خططهم |
Ben çay hazırlarken siz de o soytarıyı vurmanızın sebeplerine biraz kafa yorun. | Open Subtitles | التي جعلتك تطلق على المهرج بينما أحضر لنا بعض الشاي أفكر؟ |
Otur ve ben bize ahududu kokteyl hazırlarken her şeyi anlat. | Open Subtitles | إجلسي وإحكي لي كل شيء بينما أحضر عصير التوت |
Ashur, Crixus için yemek hazırlarken, senin sikik zaferinden bahsediyordu. | Open Subtitles | (آشور) يجهز وجبة لـ(كريكسوس) ويتحدث متيقناً عن انتصارك |
Ashur, Crixus için yemek hazırlarken, senin sikik zaferinden bahsediyordu. | Open Subtitles | (آشور) يجهز وجبة لـ(كريكسوس) ويتحدث متيقناً عن انتصارك |
Yani, şimdi Bernie Madoff hazırlarken | Open Subtitles | لذلك، بينما يستعد "بيرني مادوف" |