Artık ortalıkta değilsin, öyle mi? Her şeye hazırmış gibi görünüyor. | Open Subtitles | أنت لا تمزح ، يبدو انك مُستعد ... لأي شيء |
Sunum yapmaya hazırmış. | Open Subtitles | يقول أنه مُستعد من أجل الإجتماع معه |
Artık dalga geçmiyorsun ha? Her şeye hazırmış gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنت لا تمزح ، يبدو انك مُستعد لأيشيء... |
Randevuyu iptal etmeye nasıl da hazırmış, gördünüz mü? | Open Subtitles | أتريان كيف كانت مُستعدّة لإلغاء ذلك الموعد؟ -ما دخلك بذلك (كاسل)؟ |
Bir anda Simon'dan ve fuardan ayrılmaya hazırmış. | Open Subtitles | باتت مُستعدّة فجأة لترك (سايمون) والمُؤتمر. |
Toby, hazırmış. | Open Subtitles | (توبي)، هي مُستعدّة. |
Balıkçı onu yukarı çekmiş, istiridyeyi yemeye hazırmış. | Open Subtitles | وسحبه الصياد للخارج الماء وتحضّر لتناوله |
Balıkçı onu yukarı çekmiş, istiridyeyi yemeye hazırmış. | Open Subtitles | وسحبه الصياد للخارج الماء وتحضّر لتناوله |