| Konferansı durdurmanın en hızlı yolu bu adamlardan birini hedef almak. | Open Subtitles | أسرع وسيلة لإيقاف المؤتمر هو إستهداف واحد منهم. |
| Thane'i hedef almak yerine, zanlı Peters'ın peşinden gitti. | Open Subtitles | عوضا عن إستهداف ثاين الجاني إستهدف بيترز |
| Evet, bir polisi hedef almak bayağı bir itibar kazandırır. | Open Subtitles | - أجل , إستهداف شرطي ... في بعض الدوائر , التي قد يمنحك بعضالمصداقيّة. |
| Yani toksini istediği kişileri hedef almak için programlamış mı? | Open Subtitles | لأنّه يستطيع برمجة المادّة السمّية لاستهداف أي مجموعة يريد. |
| Birden fazlasını hedef almak için programlanabilir mi? | Open Subtitles | فهل يمكن أن تبرمج لاستهداف أكثر من صفة واحدة؟ |
| - Bir etnik grubu hedef almak ya da profilini çıkarmak büronun politikasına uymaz. | Open Subtitles | لإستهداف أَو كتابة لمحة عن أي مجموعة عرقية |
| Kimse bilmeden bir aileyi hedef almak için de öyle. | Open Subtitles | ووسيلة مثالية لإستهداف عائلة دون علم أي أحد |
| Farklı türleri hedef almak için frekans da ekledik. | Open Subtitles | يمكننا أيضا ضبط الترددات لاستهداف الأنواع المختلفة |
| Kendi çıkarları uğruna siyasi rakibini hedef almak için Adalet Bakanlığı'nı kullanan Başkan'ın aksine. | Open Subtitles | على عكس الرئيس الذي أراد استخدام وزارة العدل لاستهداف خصومه السياسيين رغبةً في تحقيق مكاسب شخصية |
| Başkan Shears'ın koleksiyonunu hedef almak için sebepleri var. | Open Subtitles | ولكن الحقيقة هي أنّه لديهما أسباب لاستهداف مجموعة الرئيس (شيرز) |
| Bu adamın kadınları hedef almak için cazibesini kullandığını sanıyoruz. | Open Subtitles | نعتقد أن هذا الرجل يستخدم وسامته وسحره لإستهداف النساء |
| Sürü dağılır, ve tek kalan hayvanları hedef almak kolaylaşır. | Open Subtitles | لقد إنقسم القطيع... و الآن أصبح أسهل لإستهداف الفرد... . |
| Suru dagilir, ve tek kalan hayvanlari hedef almak kolaylasir. | Open Subtitles | لقد إنقسم القطيع... و الآن أصبح أسهل لإستهداف الفرد... . |