Yakın bir zaman sonra hormonlarınız yüzünden arabası olan, dar kotlu, kibar konuşan erkekler tarafından nasıl kolayca bir hedef haline geleceğinizi açıklamak amacıyla şimdi size kısa bir seks eğitim filmi göstereceğim. | Open Subtitles | صف، لكي نوضّح لكم كيف ستكون هورموناتكم هدفاً سهلاً، لكل مغازل معسول الكلام، يمتلك سيارة وبنطال ضيق. |
hedef haline geldim. Sana ulaşmak için en kolay yol bendim. | Open Subtitles | لقد اصبحت هدفاً ، و اسهل طريق للوصول إليّ كانت الوصول إليك |
Bir kez hedef haline geldin mi, ateş eden çok olacak. | Open Subtitles | عندما تصبحين هدفاً فإن الجميع سيأخذ نصيبه منكِ |
Demek istediğim, Hollywood'u büyük bir hedef haline getiren fahişelerdir. | Open Subtitles | ما احاول قوله , هو ان البغايا هم من جعلوا من هوليوود هدفا كبيرا للشائعات |
Ve bir şey daha, Yüzbaşı'ya her selam verişinde, onu Almanlar için bir hedef haline getiriyorsun. | Open Subtitles | هناك شئ آخر.. كلّ مرّة تؤدى التحيه للكابتن فأنك بذلك تجعله هدفا للالمان |
Ünlü olduğun için, hedef haline geldik. | Open Subtitles | ألا تفهم ؟ لأنك اصبحت مشهوراً أصبحنا مستهدفين |
Bu görselin çağındayız, paylaşılıyor, viral oluyor ama aynı zamanda bir hedef hâline geliyor. | TED | إن هذا عصر الصورة، يسهل مشاركتها، وتنتشر على نطاق واسع، ولكن هذا يجعلها أيضًا هدفًا أساسيًا. |
Güvenlik önlemi olarak da polis vatandaşlardan farkında olmadan hedef haline gelmemek için yeşil renkli kıyafet giymelerinden kaçınmalarını istiyor. | Open Subtitles | وكإجراء احتياطي ، تنصح الشرطة الناس بعدم ارتداء اللون الأخضر حتى لا يتم إستهدافهم |
İğrenç bakışları toplumdan dışlanmasına sebep olacak, taşa çevirme gücü ise onu bir hedef haline getirecektir. | Open Subtitles | منظرها البشع سيجعلها منبوذة. ولكن قوتها المرعبة سيجعل منها هدفاً. |
Projesini bitirmeye ne kadar çok yaklaşırsa dışarıda da o kadar ilgi çekici bir hedef haline gelecektir. | Open Subtitles | وكلما إقترب من إنهاء المشروع، كلما كان هدفاً أكثر إغراءاً للعالم. |
Ve bu konuda elinden bir şey gelmez. Aradığın herkes bir hedef haline gelir. | Open Subtitles | لا يمكنكِ فعل شيئ حيال الأمر، كل من تتّصلين به سيصير هدفاً. |
Oğluna bakmak için gidecek batililar da kolayca hedef haline gelebilir. | Open Subtitles | أي غريب سيبحث عن ابنك سيصبح بسرعة هدفاً هو الآخر |
Bu kağıt parçası beni, üç milyon dolarlık bir hedef haline getirecek. | Open Subtitles | تلك القطعة من الورق تجعلني هدفاً بقيمة 3 مليارات دولار |
Başkanın konuşması yayınlanır yayınlanmaz o kule ve üzerindeki herkes tam anlamıyla bir hedef haline gelecekler. | Open Subtitles | حالما خطاب الرئيس يذهب للعلن حقل تنقيب الغاز هذا وكل من عليه سيصبح هدفاً كبيرا |
Sadece buraya gelmen bile, beni bir hedef haline getirdi. | Open Subtitles | لقد وضعتِ هدفاً على ظهري بمُجرّد تواجدكِ هُنا. |
Bu dosyalar, seni bir hedef haline getirecek ve onları güvenli bir yere götür. | Open Subtitles | تلك الوثائق ، تجعل منكم هدفاً لذا خذوها إلى مكان ما آمن |
Daracık yere sıkışmış bu yavrular bir yılan için çok kolay hedef haline gelebilirler. | Open Subtitles | معباه مثل السردين , انها هدفا سهلا للثعبان. |
Son zamanlardaki düzenbazlığı ve ve yaptığı aptallıklar onu bir hedef haline getirmiş. | Open Subtitles | واتضح انه عنفه الأخير ومغامراته الجنونيه جعلت من هدفا |
Ailesi onu sapıktan korumak için uzaklaştırmak istemişler ama bu şekilde daha kolay bir hedef haline getirmişler. | Open Subtitles | والداها أرادا ان يبعداها عن المطارد لكن قد يكونان قد جعلاها هدفا أسهل |
Direniş'te oldukça önemli biri olduğumu bilmen gerek bu da beni gerçek bir hedef haline getiriyor. | Open Subtitles | يجب عليك ان تعرف أنا رجل مهم فالمقاومه والذي يضع هدفا على ظهري |
Ünlü olduğun için, hedef haline geldik. | Open Subtitles | ألا تفهم ؟ لأنك اصبحت مشهوراً أصبحنا مستهدفين |
Eğer polise anlatırsak, hedef haline geliriz. | Open Subtitles | اذا تحدثنا الى الشرطة سنكون مستهدفين على ظهورنا اننا بالفعل مستهدفين |
Hepimiz burada durursak hedef hâline geliriz. | Open Subtitles | إن لبثنا جميعًا هنا، فسنكون هدفًا سهلًا. |
Bu vatandaşlar hiçbir suçla yargılanmayan sadece dini inançlarından dolayı hedef haline gelen insanlar. | Open Subtitles | هؤلاء مواطنون ، لم يتم إدانتهم بأي جريمة ويتم إستهدافهم |